Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlar arasında eşitlik ve kardeşlik Tanrı'nın insanı yaratmış olması koşuluyla mümkündür. İnsanların eşitliği, tabii (fiziksel veya zihinsel) değil, manevi bir gerçektir. Eşitlik, insanın eşit manevi değeri, insan haysiyeti, insan şahsiyetinin eşit ve esirgenemez değeri olarak mevcuttur. Tam tersine, bedensel, zihinsel ve sosyal bir varlık, bir grubun, milletin, sınıfın, politik sistemin mensubu olarak insanlar, hiçbir zaman eşit olmamıştır ve bu gerçek karşısında göz yummak faydasızdır. İnsanın maneviyatını -bu dinî gerçekliği- tanımıyorsanız, insan eşitliğinin gerçek temelini kaybedersiniz; eşitlik o zaman dayanaksız ve temelsiz bir kuru laftan ibaret kalır. Bu hâliyle insanlar arasında eşitsizliğin bariz gerçekliği karşısında, özellikle de insanın muktedir olmak ve hükmetmek, yanı eşit olmamak arzusu karşısında, bu eşitlik kavramı çöküşe mahkûm olur. Dinî bakış açısı terk edildiği vakit, geriye kalan boşluğu ırksal, etnik, sınıfsal ve siyasi kökenli pek çok eşitsızlik doldurur. İnsanın haysiyeti, ne biyoloji, ne psikoloji ne de genel anlamda bilim yoluyla bulunabilmektedir. Haysiyet, manevi türden bir mefhumdur. Bilim, "objektif bir gözlem" ile insanın eşitliğinden çok eşitsizliğini saptayabilmektedir, dolayısıyla "bilimsel ırkçılık" mümkün ve mantıklıdır.
Sayfa 78
Eşitsizliği eleştirmek ve eşitliği arzulamak bazen düşünüldüğü gibi, kişilik ve zekâ olarak insanların eşit olduğuna dair romantik hayallere dalmak değildir. Doğuştan gelen özel kabiliyetler önemli ölçüde farklı olmasına rağmen onların kaynağı olarak bireysel farklılıkları değil [toplumsal ]örgütlenmedeki farklılıkları görüp bu tip eşitsizlikleri sona erdirmeyi amaçlamanın uygar bir toplumun işareti olduğunu kabul etmektir...
Sayfa 274 - Ayrıntı Yayınları
Reklam
İnsanların Eşitliği
Allah tektir, ondan başka ilah yoktur. Seçilmiş bir millet, ırk veya sınıf yoktur, tüm insanlar eşittir. Dini ve ahlaki bir hareket olan İslam için, ahlaki kriterlerin dışında kalan hiçbir sınıflandırma kabul edilemez.
Doğa, dejenere olmuşlara hiçbir merhamet göstermiyorsa da ahlaksız değildir: Aksine insanlığın arasında fizyolojik hastaların ve ahlak hastalarının büyümesi patolojik ve doğal olmayan ahlaklılığın bir sonucudur. İnsanların büyük bir çoğunluğunun duyarlılığı patolojik ve normaldir. İyi ama insanlık neden manevi ve fizyolojik açıdan çökmüştür?— Bir organ değiştiğinde beden bozulur. Özgecilik hakkı, tıpkı yardım etme hakkı ve yazgı eşitliği hakkı gibi fizyolojiden türetilemez: Bunlar dejenere olmuşların ve yoksulların bedeldir. Steril, verimsiz ve yıkıcı elementlerin mevcut olduğu bir toplumda dayanışma yoktur—ki bu toplum bu arada kendilerinden bile daha dejenere olmuş torunlara sahip olacaktır.
Seyit Kutub’un hezeyanları!
Seyit Kutub’un Hazreti Osman efendimiz hakkındaki akıl almaz iftiraları ile zekât konusundaki İslam’a zıt, sosyalizm benzeri sözlerini iki yazımda kaleme almıştım. Pek çok okuyucum Seyit Kutub’u böyle bilmediklerini ifade ederek başka hatalarının olup olmadığı konusunda sorular sordular. Bu itibarla kendisi hakkında bir yazı daha almaya karar
İslam Tarihinde Kölelik
Kölelik, İslâm hukukunda hukukî ehliyeti tahdid eden hallerden biri olarak kabul edilmiştir. İslâm hukuku ilk defa kölenin insan olduğunu ve Allah huzurunda bütün insanların eşitliği prensibini getirmiştir. Dolayısıyla kölelere fena muamelede bulunmak yasaklanmış; efendiye kölesine kendi yediğinden yedirme, ayrıca elbise ve mesken ihtiyacını
Reklam
Zengin ailelerin neredeyse hiçbir eksiği yokken, yoksul aileler iyice zorda kalıyorlardı. Veba kendi devletinde o etkin tarafsızlığıyla yurttaşlarımız arasında eşitliği güçlendirecekken, tersine, sıradan bencillik oyunlarıyla, insanların yüreğinde adaletsizlik duygusunu daha da keskinleştiriyordu. Tabii ki ölümün o mükemmel eşitliği yerinde duruyordu ama böyle bir eşitliği kimse istemiyordu. Açlıktan kıvranan yoksullar, hayatın özgür, ekmeğin ucuz olduğu komşu kentleri ve kasabaları daha büyük bir özlemle düşünüyordu.
Sayfa 234Kitabı okudu
256 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Beni bulamazsan üzülme, eşyalarımı bulacaksın. Kestiğim taşları,açtığım yolları, işlediğim heykelleri bulacaksın. Ve göreceksin ki binlerce yil öteden, parmak izlerimiz değecek birbirine..” İnsan hakları, cinsiyet eşitliği, barış ve şiddetsizlik kültürünü geliştirmeyi, dünya vatandaşlığı,kültürel çeşitlilik ve kültürün sürdürülebilirliğini
Zamansız Şehrin Çocukları
Zamansız Şehrin ÇocuklarıAlmila Aydın · Altın Kitaplar · 07 okunma
İnsanların eşitliği doktrini hiçbir zaman İngilizlerle Çinlilerin eşit olduğu manasına gelmez....
Sayfa 291 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Bu hislerin bir bileşeni ve İslam ahlakının uzun vadeli tesirinin bir neticesi olarak bizler, halka ait hikmetin bir biçimi olarak dünyanın her yerinde insanların eşitliği, sosyal adalet ve yaşayan her şeye karşı hoşgörü ve merhametin canlı konseptleriyle karşılaşıyoruz. Bu olgular kendi başlarına daha iyi ve insanı bir dünya manasına gelmez. Lakin daha iyi ve daha insani bir dünya taahhüt ederler.
Reklam
Yayalım.:)
Evrensel yöntem toplumda tutunamaz, yerleşemez. Ama yok olup gitmez de, çünkü insan zihninin, yolunu kendi başına arayan bütün insanların doğal yöntemidir. Takipçilerin yöntem için yapabileceği şudur: Bütün bireylere, bütün anne ve babalara zekâların eşitliği ilkesine uygun biçimde bilmediğini öğretme yolunu haber vermek.
Sayfa 105 - Metis yayınları//çeviren: Savaş KılıçKitabı okudu
ABD'nin 16.başkanı olan Abraham Lincoln, aynı zamanda Amerikan halkı tarafından en çok sevilen başkanlardandır. İnsanların ona olan sevgisinde Kuzey-Güney iç savaşını sonlandırılan liderliği ve 3,5 milyon siyahi köleye özgürlüğünü kazandırmasının önemi büyüktür. Başarılı devlet adamlığının yanı sıra aynı zamanda iyi de bir hukukçu olan Lincoln, hayatı boyunca beş binden fazla davada avukatlık yapmıştır. Beyaz saraydaki görev süresi boyunca zorlu iç savaş yıllarında Kuzey Ordularının başkomutanlığını yapan Lincoln, kararlı tutumu ile ülkenin birleşmesinde önemli bir rol oynamıştır. ABD'nin bu büyük başkanı, ırklar arasındaki eşitliği sağlaması ve ülkenin birliğini korumasının bedelini ise bir tiyatro gösterisi sırasında sırtından vurularak canıyla ödemiştir.
Liberal hümanizm bireysel özgürlüğü hedeflerken, sosyalist hümanizm tüm insanlar arasında eşitliği hedefler. Sosyalistlere göre eşitsizlik insan kutsallığına karşı yapılabilecek en büyük hakarettir; insanların evrensel özünden ziyade daha önemsiz özelliklerini öne çıkarır.
224 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bir Adım ileri İki Adım Geri-İlişkilerde Dans
Merhaba arkadaşlar hugün @sevdaturkusevofficial ‘nin kaleme aldığı @paranayayinlari tarafından yayınlanan #BİRADIMİLERKİADIMGERİ #İLİŞKİLERDEDANS kitabı ile geldim. “Kadın da lazım erkekte… “ “Dünya kadın ve erkekle güzeldir, çocuklarla daha da güzelleşir…” 🪻Erkek ve kadının eşitlik değil dengeye ihtiyacı olduğunu eşit haklar derken bir diğerini
İlişkilerde Dans
İlişkilerde DansSevda Türküsev · Parana Yayınları · 20233 okunma
Dış görünüşe varıncaya kadar bütün özgünlüğün sona ermesi. Tüm insanların aynı kıyafetler içinde olmalarının, tüm kadınların aynı giyinmelerinin, aynı makyajı yapmalarınun bir sonucu olacaktır: Tekdüzelik mutlaka iç dünyaya da nü- fuz eder. Yüzler, ayrı hırslar nedeniyle birbirine benzeyecek, vücutlar aynı sporu yapmaktan benzer şekilleri alacak, zihinler de aynı şeye ilgi duymaktan benzer şeyleri düşünecek. Farkın- da olmadan, bir ruh eşitliği ortaya çıkacak; artan tek tipleşme içgüdüsü nedeniyle kitle ruhu oluşacak, kasların gelişmesi uğruna sinirler körelecek, ideal tip uğruna bireyin yok oluşu gerçekleşecek.
1.297 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.