Atatürk ideal cumhuriyet köyü projesinin en dikkat çeken yönü projedeki hayvan mezarlığıdır. Bugünün çağdaş kentlerinin bile kaçında planlı hayvan mezarlığı vardır ki? İnsan hayatının hiçe sayıldığı bugünün acımasız dünyasında kim bir yerleşim planına hayvan mezarlığı koymayı düşünür ki? Kimde vardır bu büyük sevgi ? Bu büyük merhamet, bu büyük insanlık? Kimde vardır bu duyarlılık? Atatürk'ün ideal cumhuriyet köyü projesinde yer alan hayvan mezarlığı başlı başına bir hayvanseverlik örneğidir.
İnsanın yaratılışından bu yana, insanın insan ile imtihanı hep süregelmiştir. Kabil'in Habil'i öldürmesinen itibaren cinayetlerin ve işkencelerin ne yazık ki ardı arkası kesilmemiştir. Güçlü olan zayıf olana, zalim olan mazlum olana baskı yapmayı,kendi kuralları doğrultusunda hasmını işkence etmeyi ve onu sindirmeyi her zaman kendisine vazife olarak görmüştür. İnsanlık tarihi, insanın insana uyguladığı baskı ve işkence sahneleri ile doludur.
Reklam
Soma Kapkara
m.facebook.com/story.php?story... Madencim; Tarihte seninki gibi kara yazılılara az rastlanılır... Kara bahtlım... Yer altında yatan bahtı karam, Sinemde kanayan derin yaram, Sancıyan yanım, ağlatanım... Bu büyük acıya nasıl katlanılır? Böyle büyük bir yara nasıl
Sayfa 150
MÜJGAN DURAĞI Düştüm yine, Kara buhranların karanlık yolculuğuna; Mor salkımlı düşler çoktan bitti... Kaldırıldı tozlu raflara.... Selam olsun; Aydınlara!...
İnsanda ahlâk duygusu, koku ve dokunma duyusu gibi doğal bir yetenektir. Yine bu ilkeyi va'zeden Yasa'ya ve Din'e gelince, metalarının -fatihin, sömürücünün ve rahibin yararına olan öğütlerinin- üstünü bu ilkeyle örtebilmek için, onu basit bir el çabukluğu ile yok etmişlerdir. Doğruluğu genel kabul gören bu dayanışma ilkesi olmadan, insan zihni üzerinde nasıl etkili olabilirlerdi? Tıpkı kendini güçlülere karşı güçsüzlerin koruyucusu olarak göstermeyi başaran otorite gibi, Yasa ve Din de birbirlerinin üzerini ahlâkla örtüyorlardı. İnsanlık Yasa'yı, Din'i ve Otorite'yi fırlatıp atarak, kaptırmış olduğu bu ahlâk ilkesinin sahipliğini geri alır; böylece bu ilkeyi eleştriye tâbi tutar ve papazın, yargıcın ve hükümetin zehirlediği ve zehirlemeye devam ettiği bu ilkeyi soysuzlaştırmalardan temizler.
haşereler s(i)t(r)esi robin sharma: ... ''insanlık çok ilerledi; artık görünmüyor.'' apartmanın üst kat sağında bir çıyan, sarısından... gülerek oyun üstüne oyun kuran... hemen solunda zehirli akrep, amansız, ansız sokanından... ve en alt kat zeminde tarla faresi... her ortamda var olup, alkış tutan... yan apartmandaki yılan boğa, insanı hoopp yutan... hepsinin üzerinde var bir iblis... kötülükler için, yer tutan...! ne insan! ne hayvan!... yaratık! yaratık! .... ''insanlık çok ilerledi; artık haşeratları görü(nü)yor... N.K.(Feryad-ı naz)
Reklam
Onun için 'yeryüzünde Tanrı'dan sonra en çok insan yaratmış kudret' derler; gerçekten de, onun romanlarında yazdığı insanları, fedakarı, nankörü, hırslısı, hesaplısı, aşığı, köylüsü, şehirlisi, tüccarı, fahişesi, noteri, kadını, erkeği ile canlandırıp bir yere toplasanız, adıyla anılacak bir kasabayı doldurabilecek kadar insan çıkar
Sayfa 123Kitabı okudu
Seyr-i sülük insanlık onurudur,insan olmanın hakkını vermek,sürekli gelişmek,ilerlemek,hep daha iyisi için çabalamaktır.
Dinlerin hiçbiri perdenin arkasındaki vaat edilen o muhteşem hayatı kanıtlamıyor.Hepsi,olmayan bir dünyayı vaat ediyor bize.Ama şu an yaşadığımız dünya gerçek;sadece zenginlikler değil,yoksulluklarda gerçek.Açlıktan ölen çoçuklar gerçek,hastalıklar gerçek,savaşlar gerçek, giderek daha mutsuz olan insanlık gerçek.Yeryüzünün her sabahında insanlar gözlerini böyle bir hayata açarken,bunca acımasızlık,bunca yoksulluk, bunca umutsuzluk varken,perdenin öteki tarafındanki Cenneti düşünerek yaşamayı ben kendime yediremiyorum.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.