O zamanlar fark edemediğim şey, acı veren bir şeye direndiğimiz zaman sıklıkla kaçınmaya çabaladığımız acının süresini uzattığımızdı. Bu şekilde yaparak acıyı zaman aşımına uğratırız.
Hayatta çok az deneyim annelerimize duyduğumuz hisler kadar derindir. Bu hislerin bazılarının kökleri öylesine derinlerdedir ki konuşma öncesi deneyimin karanlık boşluklarında kaybolup gitmişlerdir. Dört bir yana uzanan dalları vardır bu hislerin. Bu dalların bazıları muhteşem, ışıl ışıl anlar içerirler; diğer bazılarıysa kırılmıştır ve bizler bunların sivri ve tırtıklı uçlarına takılıp kalmışızdır. Anne konusu basit bir konu değildir.
Bize bakan kişinin koruması olmadan, sahip olduğumuz tek korunma yöntemi görünmez kalmak ve kişiliğimizin içine kendimizi savunmaya yarayan yapılar inşa etmek olur.
Eğer köhnemiş insanoğlu -neden böyle olduklarını bir tek Tanrı bilir- ısrarla geçmiş acılarını hatırlamayacak olsa ve o anki sükûnete kendini bıraksa, o zaman çok daha az acı çekerdi.