Daha önce senin beni düşündüğün gibi düşünülmedim.
Bilmiyorum. Annem bile... Hiçbir zaman böyle düşünmedi beni.
Sen yaralarımı umursuyorsun. Canımın yanıp yanmadığni merak ediyor, soruyorsun. Hatta bir yara nasıl iyileştirilir, onu bile anlatıyorsun bana. Öğretiyorsun. Üzüntülerimi, sevinçlerimi dinliyorsun. Sanki kendin yaşamışsn gibi yaşıyorsun hepsini ve bunu yalnızca bir telefonun ucundan yapıyorsun. Benim kendimde fark etmedigim şeyleri fark ediyorsun. Bazen bana, benden bile çok inanıyorsun, Beni dinliyorsun, hem de hiç sıkilmadan.
Bana aslında o kadar da biyük bir hayal kirikligi olmadığı mı hissertiriyorsun.
Yapma..
"Sanki o, günün birinde kaybettiğim kayıp bir parçaydı da onu bulduğum an her şey tamamlanmış gibiydi. O yapbozumun kayıp parçasıydı. Ve ben onu, yağmurlu birgünde, aynı şemsiyenin altında saklanırken buldum."
"Her gece odamın penceresinden gökyüzündeki yıldızları izlerken o keyif aldığı anlardan birinde onunla birlikte
olmayı diliyordum.
Ancak... Kim içtiği sigaraların çöplerini
saklayan bir hastayı severdi ki?