Dağlarla tanışma serüvenini kendi çocukluğundan itibaren anlatmaya başlayan yazar; kitabın devamında dağların yüceliğini ayetler, kıssalar, rivayetler, şiirler, türküler ve kendi tecrübelerini de ilave ederek edebi bir üslupta okura dağlardaki o esintiyi, coşkuyu ve sekineti çok güzel yansıtmış.
Anadolunun kıynetli dağlarnı ve ovalarını metrekaresinden kilometresine, çobanından edindiği ismin manası ve kıssasına kadar tek tek izahlamakla kalmayan yazar, kendi çekmiş olduğu dağ fotoğraflarını kitap aralarına serpiştirerek kitabı ziynetlendirmiş.
Anadolunun dağ ve ovalarını tek tek gezmek istesem, rahatlıkla klavuz olarak kullanbilecehğim şekilde dağları ince ince izahlaması da ayrıca hoşuma gitti.
Peygamberinden velisine, mecnunundan delisine tüm bu kıymetli insanların neden dağları sığınak ve inzivâ yeri edindiğini, emanetin evvela dağlara teklif edilmesini, Peygamberler'in dağlarda yaşadığı kıymetli hadiseleri kitapta okurken; şehirden uzaklaşıp kendimi Erciyes'in eteklerine atasım geldi.
Derin tefekkürlü ve kendi deyimiyle, dağ ile dağlaşan bu şahsiyeti yakînen de tanıma isteği uyandı içimde.
"Şayet Biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, andolsun onu Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte Biz, belki düşünürler diye, insanlara böyle örnekler veririz."
(Hakka - 14)
(Nahl - 68, Lokman - 10, Fussilet - 10, Şurâ - 32)
Benim DağlarımDursun Çiçek · Muhit Kitap · 2020139 okunma
yine de bazı şeyleri unutmak ve hayata başka türlü de bakılabileceğini hatırlamak açısından fazla işe yaramamıştı bu inziva.yer değiştirmekten daha fazlası gerekiyordu bu hayatı yenilemek için. neydi? yeni bir kadın mı? bu da bir yoldu, neden olmasın…
Akıl inziva halindeyken ve kesintisiz kendi başınalığında daha çok işler. Düşünmek için büyük bir laboratuvara ihtiyaç yoktur. Yaratıcı zekâyı köstekleyen haricî tesirlerden uzakta özgünlük büyüyüp serpilir. Yalnız kalın, icadın sırrı buradadır; yalnız kalın, fikirler buradan doğar.
Mutluyken de, sefilken de kaygılanmak için nedenlerimiz olacaktır, yaşam meşguliyetlerle geçip gidecektir. Daima dua edip inziva dileyecek, ama asla onu yaşayamayacağız.
Yalnızlık ve inziva sonsuz, koyu yoğun gecelere benziyordu. Koyu, yapışkan, bulaşıcı karanlıkları olan ve boş kentlere çökerek şehvet ve kin uykuları yaymayı bekleyen gecelere benziyordu.
"Kendi içime kapandıkça, kışın bir deliğe gizlenen varlıklar gibi başkalarının sesini dinliyordum; kendi sesimi ise gırtlağımda işitiyordum. Arkamda gizlenen yalnızlık ve inziva ezeli geceler gibi yoğunlaşmış, yığılışmıştı."