“ Önce kendi çıkarımızı içgüdüsel olarak korumamız öğretilir bizlere; sonra da bu çıkarımızı korurken, “başkalarına zarar vermememiz” gerektiği söylenir. Sanki olabilirmiş gibi ! En ustaca sömürüler de, başkalarının durumlarını doğru saptamak ve açıklamakla yapılıyor: bilgiler toplanıyor, hesaplar yapılıyor bunun için; ve en “ başarılı” bencil çıkar savaşları bilgisayarlarla veriliyor çağımızda.”
Sayfa 111
İlk önce belirtmek gerekir ki, hür insan, geçen yüzyılın sonunda ve yüzyılımızın başında kendilerine, “hür düşünür” diyen, günümüzün de “modern insan”ını temsil eden dinsiz, demokratik ya da sosyalist zevkleri olan, bilimci, pozitivist, dar kafalı, sığ, hiç mi hiç bağımsız olmıyan, “buldozer” olan, “modern düşünceler”in savunucusu ya da avukatı olan insan değildir...
Sayfa 80 - Yankı Yayınları, Ekim 1967 İstanbulKitabı okudu
Reklam
Sürü insanı neden moralli insan görünmek isler? Neden yapışma aykırı bir şeyi yapar görünmek, neden egoismini yener görünmek ister? Sürü insanının geçerlikte olan morale bağlı olmasının, çoğu zaman da bağlı görünmek istemesinin çeşitli nedenleri vardır: bu nedenler bazan tembellik, bazan korku, bazan da sürü içinde “kuvvetli” görünme, söz geçirme isteği olabilir. Sürünün geçerlikte olan morale boyun eğmesi çoğu zaman tembellik ve korkudan ileri gelir; sürü başlarının morale boyun eğer görünmesi, bu morali topla tüfekle moraldışı insanlara karşı koruması ise, sürü başlarının kendi sürüleri içinde ve sürüye girmiyenlere karşı “kuvvetli olma istemeleri”dir. “Çok ülkeler, çok milletler ve yeryüzünün birçok yerlerini görmüş olan o Yolcu (Schopenhauer)'ya, “insanların hangi özelliklerini herzaman heryerde buldun?” diye sorulduğunda, dedi ki: insanlar tem belliğe yatkındırlar. Bazılarına öyle gelecek ki, şunu söylemiş olsa, daha doğru ve daha geçerli bir şey söylemiş olurdu: insanların hepsi korkaktır. Onlar geleneklerin ve sanıların arkasında saklanırlar.”
Sayfa 47 - Yankı Yayınları, Ekim 1967 İstanbulKitabı okudu
Kadın Filozoflar Tarih boyunca kadınlar çeşitli alanlarda ilgilenmişlerdir. Felsefe de bu alanlardan bir tanesidir. O dönemler kadınlara ikinci sınıf muamelesi yapıldığı için çalışmaları göz ardı edilmiş, yok sayılmıştır. Orta Çağ’da bilim ve düşünme üzerinde çalışma yapan kadınlar ‘büyücülük’ ve ‘cadılık’ ithamlarında bulunup,
Bilginin ne yönde işleneceği bireye/ topluma bağlıdır..
Her son çağın insanlarının ayrıcalığı, daha çok yeni bilgi orta koyma olanağına sahip olmalarıdır; daha insanca yaşama olanağına değil..
Sayfa 97 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
Schopenhauer’e göre hak duygusu ve sevgi insanın iki ana erdemidir..
Sayfa 90 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.