Onu üzen bugündü. Devam etmemesi icab ettiği halde sürüp giden bu hayat, onun nefesine olan itimadını da kemiriyor ve içinde şüpheler uyandırıyordu. Bazen kendine:
" Niçin ben hiçbir şey değilim? "
diye sorar ve buna kandırıcı bir cevap bulup veremezdi.
Konuşmaya ne lüzum vardı? Bütün güzel laflardan ve hoş insanlardan sıkılan bu mahlukları, birbirlerinin sessiz mevcudiyeti yorgunluk verecek kadar doyuruyordu.
"Hayal ve düşüncelerle dolu ve yalnızlık içinde geçen bir hayat, bu on beş yaşındaki kızı, kendi yaşındakilerden ayrı yapmıştı. O, şimdi bir kadın gibi düşünüyor, dertlerine tek başına çareler arıyordu."
" Bütün hislerden ve düşüncelerden daha kuvvetli olan ve insanı hayatında ancak birkaç defa idaresi altına alan tabii ve hakim bir duygu şimdi ikisini de avuçlarının içine almıştı. "