İpek Özansoy

İpek Özansoy
@ipekozny
“Kendimi aradım.” Herakleitos
318 syf.
·
Not rated
·
Read in 36 days
Sevmeyi bilmiyorsan şayet neye yarar güneşin doğması ve batması
Ömer Hayyam ile ilgili bir kitap okumak istiyorm diye aylardır düşünürken kitaplığımdan rastgele çıkarıp okumaya başladığım Semerkant , tam da Ömer Hayyam’ı anlatıyordu. Hayat bazen tam da böyle güzel tesadüfler çıkarır önümüze. Çabasız gelişigüzel ve elbette vaktinde. Bolca altını çizmeli alıntılarımı paylaştıktan sonra gelelim kitabımızın
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202062.2k okunma
Reklam
238 syf.
·
Not rated
·
Read in 20 days
Seyirci misin hayatın yoksa kahramanı mı ? İhsan Oktay Anar ile ilk kez bu kitabıyla tanıştım. İç içe anlatılan hikayeler ve bunların ustaca birleştirilmesi akıcılığını arttırırken okuma zevki veriyor. Puslu kıtalar atlası ne arasan bulabileceğin bir kitap : felsefe , tarih , coğrafya , fantastik.. Uzun İhsan Efendi, “ Düşünüyorum , öyleyse varım.” felsefesinden yola çıkıp yaşadığı dünyanın ve olayların tamamen kendi zihninin yansıması olduğunu “ ben düşünüyorum , siz varsınız “ der ve düşlemeye başlar. Düşlediklerini de not alır ve oğlu Bünyamine bu defteri verir. Kitap bu defterle beraber bir yola çıkan Bünyamin’in başından geçenleri birbirine geçmiş hikayeleri yapboz gibi birleştirerek bize anlatır. Babası ne düşlediyse Bünyamin onları yaşadı. Peki Bünyamin gerçekte var mıydı yoksa Uzun ihsan Efendi bir oğlu olduğunu mu düşledi? Gerçeklik algımızı sorgulayacak ve pek çok şeyin üzerinde düşündürtecek başarılı bir eser. “ zaten görülen ve görülmeyen bütün düşler, bu karanlığın ta kendisi değil miydi .”
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048.8k okunma
232 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
“İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayan a kadar düşünür, düşünür, düşünür. Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız.” Giovanni Drogo işte böyle beklemiştir hayatının en önemli gününün gelmesini. Hiçbir zaman gelmeyecek savaşı , başarıyı, kahramanlığı… Bekler uçsuz buçaksız çölün kıyısında Bastiani Kalesi’nde. Günler aylar mevsimler geçer. Ve ayrılmaz, ayrılamaz artık bulunduğu yerden , yalnızlık , kibir ,tutkular en önemlisi de alışkanlıkların uyuşturucu etkisi alıkoyar onu dışarda akıp giden hayattan. Neticede günün birinde kuzeyden gelen savaş gelir. Tüm ömrünü bu kahramanlık anını bekleyerek geçiren Drogo için ne kadar da kötü bir zamandı. En sonunda sesi bir ihtiyar sesine , bakışları çok yaşlı bir adamın bakışlarına döner. Ne beklediği savaşa tanık olur ne de bitişine. Kalesinden çok uzakta ıssız bir handa , uğruna ömrünü gençliğini feda ettiğine şahidinin olmadığı bir anda gözlerini yumar bu hayata. Ne için yaşar insan bu hayatı ? Drogo gençliğini ne için tüketti? Bu sorulara cevap vermek zor belki ama kitaptan alıntıyla bitirelim :” Her şey, insanlar mevsimler bulutlar her şey kaçıp gidiyordu; insanın taşlara, bir kayanın tepesine asılması da yararsızdı, yorulan parmaklar gevşiyor, kollar cansız bir şekilde düşüyor ve insan kendini bu çok yavaşlamış gibi görünen ama hiç durmayan ırmağa kapılmış buluveriyordu.”
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813.4k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
282 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 10 days
Biri size yaptığınız tercihlerle sonsuz sayıda hayatının olabileceği ve isterse bunları aynı anda deneyimleyebileceğini söylese muhtemelen onu pek de dikkate almazdık. Çoklu evrenler, kara delikler, zamanda yolculuk gibi günümüzün popüler konuları şu sıralar herkesin dilinde. Bazılarımız bu konulara kafa patlatmakla meşgul şu sıralar. Yazar Matt
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20215 okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
George Orwell’ ın II. Dünya savaşı sonlarına doğru yazdığı Hayvan çiftliği kitabına açıkçası hep ön yargıyla yaklaştım. Masalsı anlatımından dolayı ilgimi çekmeyeceğini düşündüğüm kitabı yine de okumaya karar vermiştim , kitabı okurken de yer yer sıkıldığım zamanlar oldu. Ancak kitabın son sayfasında yer alan bir bölüm var ki tüm ön yargılarımı yerle bir etti ve bir anda yapbozun tüm parçaları zihnimde oturdu. Burayı şu şekilde alıntılamak istiyorm : “ Dışarıdaki hayvanlar içeride toplanan domuz ve insanların toplantısını seyrederken bir tuhaflık farkettiler. Domuzların yüzlerinde değişen bir şey vardı. Biraz sonra çiftlik evinde bir gürültü koptu. Hayvanlar hızlıca pencereden baktıklarında gördükleri manzara bağrışmalar küfürler masaya vurmalar... İçeride on ikisi de öfkeyle bağırıyor on ikisi de birbirine benziyordu. Artık domuzların yüzlerine ne olduğu anlaşılmıştı. Dışarıdaki hayvanlar bir domuzların yüzlerine bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirinden ayırt edemiyorlardı. “ Bilen okuyucular için bu kitap yazıldığı dönemin siyasi ve toplumsal zihniyetine , “ reel sosyalizme” eleştiri olarak yazılmıştır. Romandaki önder domuzların Stalin’i simgelediği barizdir. Kendi kaderlerini her zaman bir başka güce bırakan toplumlar her dönemde ezilmeye, görmezden gelinmeye mahkum bırakılır. Orwell ,Hayvan Çiftliği kitabıyla hayvanların yönetiminde olan bir çiftlik evi üzerinden bize bu mesajı çok güzel bir şekilde vermiştir. Yazarın 1984 kitabı kadar olmasada Hayvan Çiftliği her dönem taze kalacak bir başyapıt olarak varlığını biz okuyucular için koruyacaktır.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020248.9k okunma
Reklam
Reklam