Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Vay arkadaş!
Âlem, üç şeyin mecmuundan ibarettir: Varlık, düşünce ve hareket. Bunların hepsini kendinde toplayan insan, üç şeyin peşinde olmak için yaratılmıştır: Hakikatın, hayrın ve güzelliğin. İnsan ruhunda bu üç şeye götüren üç yeti vardır: Zeka, duygu ve irade. Zeka üç yerde kullanılır: Kazanmada, hilede, ilimde. Duygunun üç dünyası vardır: Sanat,
öğrenci nerede olursa olsun sınavlardan küçük bir ezberleme ile paçayı kurtarmaya bakar . onlarda yüksek ideallere rastlanmaz . en büyük istekleri devlet dairesinde birer koltuktur . geleceği olmayan bir devlet memuru sandalyesinde , hareket etmek ve iyi yaşamak şerefinden mahrum olarak , kısır bir uğraş içerisinde akıllarını körelterek yüksek gayelere doğru bir özlem duymadan ömürlerini çürütürler ..
Reklam
Sabır
Bekleyecek ve acele etmeyecek sabra sahipseniz, zaman ile inanılmaz şeyler yapılır.
Sayfa 119Kitabı okudu
"İnsan hür doğmaz. Eğer kendi ben'i ile mücadeleye başlayan bir irade destanının kahramanı değilse, eğer kendi nefsine galebeden ve kendi ihtiraslarına hakimiyetten başlayan bir hürleşmeye doğru merhale merhale yol almıyorsa, eğer hürriyeti şahsiyetiyle beraber gelişmiyorsa, insan, en hür nizam içinde hür değildir. Doğarken hürriyetimize de, şahsiyetimize de sahip olamayız. İkisini de, yaşadıkça ve liyakatimiz nispetinde kazanırız.. "
Sayfa 288 - Ötüken Yayınları
Bu hayattaki tüm sürdürülebilir zevkler ile sakin ve coşkulu sevinçler, boş heveslere feda edilir.
Sayfa 110 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Genel olarak irade ile akıl ara­sında her türlü orantısızlık bir insanı er geç mutsuz eder. `
Reklam
Gençler ; savaşılacak düşmanlarınız :
“ Öğrencinin görüşeceği arkadaşlarını özenle seçmesi gerektiği açıktır. Çevresinde dost görünümlü bir çok istikbal düşmanıyla karşılaşacaktır. Bunların arasında ilk olarak hayat gailesi ile kamçılanmayan, evde sürdüğü rahatlıkla şımartılmış, gençliklerini kendilerine bomboş bir yetişkinlik dönemi hazırlayarak aptalca çarçur eden ve kendilerine biraz bayağı olduklarını itiraf etmek zorunda kalıp bu aşağılık komplekslerini gidermek için işçilerin emek alışkanlıkları ile dalga geçen zengin gençleri gösterebiliriz. Fakat bu gençlerden daha korkunç, yıkıcı etkilerini daha lise yıllarında göstermeye başlamış başka bir arkadaş türü vardır. Bunlar, daha hiç savaşmadan kendi zayıflıklarından dolayı cesareti kırılan ve karamsar bir görüş benimseyen kimselerdir. Her aciz insan gibi başkalarının başarısını çekemezler; alçakça ve riyakârca kıskançtırlar. Amaçları tüm güçlü irade sahiplerinin cesaretini kırmaktır. Diğer bir tehlikeli arkadaş türü ise çevresindekileri hiçbir şey yapmamaya teşvik eden tembel kimselerdir. “
Sayfa 221Kitabı okudu
Acıklı bir intihar tarzı!
Batı âleminde ne görürlerse, ruhlarına danışmadan hayat sahasına çekiyorlar ve bunu ilerleyiş sanıyorlar. Meselâ bütün bir şehir, iradesini piyangoya satıyor ve buna ''millî'' vasfını veriyorlar. Halbuki millet irade ile kurulmuştu!
Sayfa 26 - DergâhKitabı okudu
Yıl 1845. Victor Hugo, gelin - kaynana sorunsalını anlatıyor.
Marius ile Cosette evlidir. Jean Valjean: Cosette' nin babasıdır. Marius Cosette’i azar azar Jean Valjean'ın elinden almıştı. Cosette de karşı koymamıştı. Kaldı ki, bazı durumlarda pek sert davranmaktan doğan çocukların değer bilmezliği denilen şey, öyle sanıldığı gibi suçlanacak bir şey değildir. Yaradılışın değer bilmezliğidir bu. Başka bir yerde de söz ettiğimiz gibi, yaradılış “kendi önüne bakar”. Yaradılış canlı varlıkları ikiye ayırır: gelenler ve gidenler. Gidenler karanlığa doğru dönmüşlerdir, gelenler ışığa dönüktür. İşte, yaşlılar için kaçınılmaz ve gençler için irade dışı olan uzaklıklar bundan kaynaklanır. Başlangıçta fark edilmeyen bu uzaklık, her dal sürmesinde olduğu gibi, yavaş yavaş çoğalır. Dallar ağaçtan ayrılmamakla birlikte, ondan uzaklaşırlar. Onların suçu değildir bu. Gençlik sevincin bulunduğu yere, şenliklere, parlak ışıklara, tutkulara doğru gider. Yaşlılık ise sona doğru. Birbirlerini gözden yitirmeseler bile kucaklaşma yoktur artık. Gençler yaşamın soğukluğunu, yaşlılar da mezarın soğukluğunu duyarlar. Bu zavallı çocukları suçlamayalım!
İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Zaman bizim büyük özgürleştiricimizdir. Aklı azat eden, ona tutkuların ve hayvanlığın kulluğundan çıkma imkanı veren egemen güçtür. Zira her türden duygusal durumlar kaba ve kör güçlerdir, bunu göremeyen insanların rolüyse, birer Herkül bile olsalar, açıkça gören insanlar tarafından yönlendirilmektedir. Akıl, beceri kazanma safhasında, süre ile kurduğu ittifakla, yani sabırlı, sakin ama kararlı bir taktikle haraket eder ve bunun sonucunda yavaş bir biçimde, ama kesinlikle gücü, hatta diktatörlüğü (sadece efendinin tembelliği ve öznelerin gelip geçici isyanlarıyla yatışan bir diktatörlüğü) ele geçirir.
Sayfa 100 - KolidorKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.