Mektep, bilgi imal eden bir fabrika halinde çalışmasın ve gençlerin yalnız zekaları üzerinde kalmasın, iradeleri üzerinde de dursun ve onların ruhi terbiyelerini yapsın
İrade ve ruh terbiyesi kitap okuyup ezberlemekle elde edilmez
Gönül ister ki, okullarımız, ilkinden yükseköğrenimin sonuna kadar, derece
derece gençlere öğrenme ve yetişme yolunda güvenle yürümenin yolunu
öğretsin; çalışıp başarılı olmanın sırrını göstersin. Okul, bilgi üreten bir
fabrika halinde çalışmasın ve gençlerin yalnız zekâları üzerinde kalmasın,
iradeleri üzerinde de dursun ve onların ruh terbiyelerini yapsın. Çünkü
insanın kıymet ve kuvveti, bilgisinin genişliğinde olmaktan çok, benliğine
sahip ve iradesine hâkim olabilmesinde; iyi huylarında ve ruh terbiyesindedir.
İrade ve ruh terbiyesi ise, ayrı bir iştir. Bu, ders ve kitap okuyup
ezberlemekle elde edilmez. Bununla beraber, herkes biliyor ki, haddini aşan
sınıf mevcudu ile dolup taşan okullarımızın hiç üzerinde durmadığı işlerden
biri budur.
İşte bu adam, şartlara, olaylara boyun eğmeyen, şartları ve olayları yeniden yoğurup, yeniden inşa etmeye muktedir
olan, hem bu uğurda yalnız kellesini değil, asıl zekasını, iradesini ve ihtirasını koyan adamdır. Çünkü kelle, en son gidecek şeydir. Çünkü kelle gidince zeki'ı, irade ve ihtiras kalmaz.
Büyük meseleler ve büyük felaketler karşısında gösterdiği reaksiyonlar, insanoğlunun hamurunun özel bir vasfıdır. Bu vasıf daha çok belli yaradılıştan gelir. Ama serüvenler, tecrübeler, ihtiraslar ve irade terbiyesi ile onu durmadan mayalayan, gene insanın kendisidir.