Demirel, parti içi muhalefeti yönetmekte ve parti içinde tutmakta açık bir başarısızlık içine düşmüştür. Muhalifleri ikna etmek ve yönetmek yerine, onları tasfiye etmeyi, partiden atmayı tercih etmiştir. Demirel, parti içi muhaliflerden Osman Turan ve Saadettin Bilgiç gibi isimlerden sonra, geriye kalan son muhalif olan Aydın Yalçın'ı da, 12
Saddam Hüseyin, kendi daveti üzerine Iraka gelen MSP Genel Başkanı Erbakanın ziyareti dolayısıyla bir jest yapmak istemiş ve tutuklu bulunan Türkmenleri serbest bırakabileceğini söylemişti. Buna karşılık Erbakan şu karşılığı verdi:
”Onlar sizin iç meselenizdir Bana verilen bilgiye göre zaten onlar teröristtirler ve camiye giden Müslümanlara kezzap atmışlardır!”
Oysa Erbakan bununla da kalmamış, orada Türkmenlerin kendisiyle görüşme taleplerini reddetmiş ve Türkiyeye döndükten sonra gezisi ile ilgili verdiği beyanatta şunları söylemişti:
”Irak yetkilileri, istismar edilen olayların mahiyetini izah ettiler. Gerek hudut, gerekse Kerkükte cereyan eden olayların, ırk farkı gözetmekten dolayı olmayıp; terörizme karşı her ülkede tatbik edilen umumî mahiyette muameleler olduğunu belirttiler. Münhasıran Türk oldukları için Türklere yapılan bir zulüm söz konusu değildir.
Irakta idam edilen Türklerin, bomba atmak, cinayet işlemek ve camilerde namaz kılanların yüzlerine kezzap atmak gibi suçlar işledikleri bana bildirilmiştir...”