İrem Güçlü

İrem Güçlü
@iremgcll
... Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak okuduğum kitabın başından başlayabilirim.
Sabitlenmiş gönderi
Kur'an'ın alelâde bir okuyucu veya bir tahlilciye sistemsiz göründüğü ve birbirine zıt unsurları bir araya getirdiği intibaını uyandırdığı malumdur. Ne var ki Kur'an, edebiyat değil, hayattır. Dolayısıyla ona bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakmaya başlanır başlanmaz güçlük ortadan kalkar ve bu yanlış intibalar da değerini kaybeder. Kur'an'ın yegâne hakikî tefsiri hayat olabilir ve bildiğimiz gibi, Hz. Muhammed'in (s.a.v) hayatı tam olarak buydu. İslâm'ın öğretisi Kur'an'ın yazılı şeklinden anlaşılmaz ve mütenakız görünebilir. Fakat Hz. Muhammed'in hayatında tam mânâsıyla tabiî bir ahenk içinde, sevgi ile kuvvet, ulvî ile tabiî, ilahî ile insanî hususların pek müessir birliği olarak ortaya çıkar. Dinle siyasetin meydana getirdiği bu "pat- layıcı karışım" milletin hayatında muazzam bir enerji açığa çıkarmıştır. Bu noktada İslâm'ın formülünün hayatın formülüyle tam mutabakat içinde olduğu bir anda göze çarpar.
Sayfa 21 - YarınKitabı yarım bıraktı
Reklam
Sihir,etrafında gördüğün her şey... seni iraden dışına çıkartan ve an'ın gerçeğini görmeni engelleyen her şey... Eskiden Sihir yapmak çok daha daha zordu.Şimdiyse öyle kolay ki... Büyük dükkanlara yani sizin verdiğiniz isim ve süpermarketlere gidiyorsun mesela. İşte orada elinin dokunduğu her şey sihirli... Büyük binalara Ya da sizin verdiğiniz isimle plazalara da gidiyorsun değil mi? Işte oralarda herkes hep bir örnektir. Tek tip insan modelidir. Hem içsel açıdan hem de zihinsel olarak tamamen birbirinin aynıdırlar. Oysa kendilerini tek zannediyorlar. Her biri sihrin etkisinde ve anın gerçeği yerine anın hayalini yaşıyorlar. Para dediğin şey de bir sihir. Elindeki plastik kartı para zannediyorsun, cebinde olmayan parayı harcıyorsun. Işte Bak bu da sihir. Daha devam edeyim mi?
Sayfa 43 - Destek yayınları
Münacaat
... Hata yapmak fırsatını Adem’e veren sendin bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana gençtim ben ve neden hata payı yok diyordum hayatımda gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini tanıdım Ademoğlu kimin nesiymiş ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi.
İsmet Özel
İsmet Özel

Reader Follow Recommendations

See All
Ve tarih bazı ülkelerin ve halkların üzücü kaderiyle, alınlarında bu ürkütücü sözlerle yazılırken, diğer ülke ve insanların refahının parlak sayfalarında, devlet yaşamının nasıl ve hangi şekilde güçlendiği, kitlelerin nasıl eğitildiği hakkında öğretici örnekler de verir; devletlerin yaşamlarının nasıl sağlamlaştırılacağını, halka sığır sürüsü ya da büyük çalışkan karınca yuvası haline dönüştürülmeden makul ve neşeli bir yaşamın kurucusu, milyonlarca insanın oluşturduğu büyük bir sanatçı kılmayı da öğretir.
Sayfa 5
(Aktepe köyünde her taraf yeşillik içinde... Yaz mevsimi... Ortalık temizlenmiş, evler seyrekleşmiş ve tek tük yeni çatılar türemiştir. İki katlı yeni okul binası. Kapısında bir levha: <<Aktepe Nihad Ağlayan İlkokulu>>> Uzaktan bir Anadolu şarkısı... Mezarlık... Nihad'ın yattığı yerde yanyana üç mezar taşı... Ortadaki yüksek, yandakiler kısa boylu... Öğretmen, muhtar ve birkaç öğrenci mezarların başında ve elleri duada... Ellerini yüzlerine sürüp, yürürler... Şarkının son mısraları: Ölüm Allah'ın emri... Ayrılık olmasaydı... Müzik... Gökte pırıl pırıl ışıldayan güneşi siyah bir bulut örter...)
Sayfa 80 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam
Reklam