İrem Nur Kaya

Hayatı daha doyurucu hale getiren şey olayların toplam miktarı değil, sürem deneyimidir. Bir olayın diğerinin hemen ardından geldiği yerde, kalıcı hiçbir şey meydana gelmez. Tamamlanma ve anlam nicelikten yola çıkarak açıklanamaz. Hızla yaşanan ve hiçbir şeyin uzun kalmadığı, yavaş hiçbir şey içermeyen bir hayat, hızlı, kısa vadeli ve kısa yaşanan deneyimlerle nitelenen bir hayat, "deneyim oranı" ne kadar yüksek olursa olsun, kısa bir hayattır.
Sayfa 45 - Metis Yayınları
Reklam
·
Not rated
Normalde bir şeyin sonunu öğrenmek bizi rahatsız etse ve o şeyi okumamıza/izlememize engel olsa da bazı kitaplarda bu durum tam tersi olabiliyor. İşte bu nedenle Tolstoy daha en başından adıyla bu kitapta İvan İlyiç’in öleceğini söylediğinde ve ilk sayfalarda bu ölüm haberini alan arkadaş ortamının portresini çizdiğinde bu ölümün nasıl gerçekleştiğine dair merakla sayfaları çevirmeye başlıyorsunuz. Tolstoy bugünden uzak bir tarihi anlatıyor gibi gözükse de kitabını “klasik” bir hale getiren şey de toplumların belli başlı değişmeyen konularından birini ele almış olması: Bir görev bilinciyle evlenme, toplumsal kabullerle bir süre mutluymuş gibi hissetme ve nihayetinde mutlu olmadığını fark edip daimi bir kavga moduna geçme. Tam da böyle bir hayatın ortasına düşen İvan İlyiç’in ben gerçekten hayatı yaşadım mı diye sorgulaması da hepimizi düşündürten cinsten bir sorgulama. Ölüm kesin gibi gözüktüğünde geri dönüp baktığınızda hayatınız hakkında ne hissetmek, neleri yapmış olmak isterdiniz diye sorarak yorumumu bitiriyorum.
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245.5k okunma
“Bundan sonra da bu şarkı, Afitap Hanım’ı hiç ummadığı bir anda avlayan anevrizma gibi onu en olmadık yerlerde yakalayacak, herhangi bir olay ya da sözle bir yerlerde bir düğmeye basılmış gibi tekrar tekrar çalmaya başlayacak, Salih kendinden başka kimsenin duymadığı bu şarkıyı ömrü boyunca olur olmaz yerlerde defalarca dinleyecek, Nihan’ın adını upuzun bir ah gibi içinde gezdirecekti.”
Sayfa 99

Reader Follow Recommendations

See All
“Geçmişte bırakılan izler silinemez, geri alınamaz, yeniden yapılamaz, tersine taranamaz. Hatırlama bu yüzden trajiktir.”
Sayfa 73
“Aşk duygularla yapılmaz. Duyguların bilinciyle yapılır. Fakat ben bunu nasıl yapacağımı tam olarak bilemiyorum. İnsan ucuz bir şey söylemekten o kadar korkuyor ki hiçbir şey söyleyemiyor, yapamıyor, içinden geçenlerin yarısını bile dile getiremez hale geliyor.”
Sayfa 81
Reklam
“Ama senden sonra daha da yalnız kaldım. Yalnızlaştıkça daha da yalnız kalmanın yollarını aradım.”
Sayfa 98
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
İnsan Olmak
İnsan OlmakEngin Geçtan
8.7/10 · 23.2k reads
“Tam şimdi Çetin ne yapıyordur?” sorusunu soruyordum. Durmadan bunu soruyor, kendi kendime yanıtlıyordum. Yanıtlarım ne kadar ayrıntılı olursa o kadar mutlu oluyordum. Enderliği bırakıp Çetin oluyordum.
Sayfa 83
Bu bağlantıları benim kurduğumun farkındayım. Ama biliyor musun ki bu dünyada hiçbir zaman ortada, hazır bir bağlantı yoktur. Bağlantıları biz kurarız.
Sayfa 65
Reklam
Yaşıyoruz. Belki artık yokuş aşağı. Sahip olduklarımızı, en başta da o baş döndürücü, o hoş yüksekliği kaybederek. Ama yaşıyoruz.
Sayfa 157
“İnsan, doğanın ürkütücü gücüyle baş edebilmek için diğer insanlarla bir araya gelerek toplumları oluşturmuştur. Ancak, toplumlar geliştikçe insan da giderek doğadan kopmuş ve bunun yarattığı yalnızlığı giderebilecek yeni bir beraberlik bulamamıştır.”
Sayfa 17 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Bu dünyada kendi yüzünü görmeyip başkalarından korkan daha ne kadar insan vardır acaba?
Sayfa 16 - Can YayınlarıKitabı okudu
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.