"Derler ki; çok eski zamanlarda kitap okumak en ucuz seyahat şekliymiş..."
İnsan okudukça uzak diyarlara gider. Hiç ayak basmadığı topraklarda dolaşır. Hiç yaşamadığı bir zamanı yaşar. Hiç tanımadığı insanları tanır. Hiç bilmediği kültürlerin havasını koklar. Kitap okumak size binlerce hayat yaşatır. Hapsolduğumuz dünyanın dışına çıkmanın anahtarıdır kitaplar
En büyük darbeleri bazen sevdiklerimizden alabiliyoruz. En kapanmaz yaraları içimizde oluşan kocaman boşlukları. Hayatımız boyunca taşıyacağımız o en ağır yükleri kimi zaman onlar yüklüyor bize...Sevgisizlik kadar, aile içinde yalnızlık kadar anlaşılmamak kadar kötüsü var mıdır acaba?
İşte Franz Kafka'nın babası Hermann Kafka'ya sitem niteliğindeki mektubu da böyle bir yalnızlığın baş yapıtı diyebilirim. Bir iç döküş, bir dizi acı...Ürkek, kırılgan, güçsüz çocuk olan Franz Kafka. Baskıcı, despot, ezici ve güçlü bir baba. İki kafa arasındaki o en uzak mesafedeki ilişkileri. Güçlü ve güçsüzün savaşı gibi.. Sevgisizliğiyle, hakaretleriyle onu cezalandırmaktan öte benliğine en onarılmaz darbeyi indiren bir baba
Bu mektubu yazdıran sebepler, Franz Kafka'yı Kafka yapan gerçeklerdir belkide...
Şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,4bin okunma
Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak kalbin daha hassas, zekanın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. İçlerinde böyle bir canlılık, böyle bir hayat coşkunluğu duyanlar dünyanın biricik hakimleridir
Uyku ile uyuşukluk arasında rakseden bir hayat. Beklediğim bir şey yok. Dersler tatsızın tatsızı. Kendimi bir işe bağlayamadım. Felaket şurada ki günler de sınırlı.