Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem Önerden

Ateşpare
Bir kitap bitti ama o mu yoksa ben mi bittim çözemedim.Benim için tam anlamıyla hayal kırıklığıydı. Katliam vahşet türü sevmememe rağmen gidip de bu türlere denk gelmem de ayrı eleştirilmeli ama her şeyden önce bir şeyi eleştirmem lazım. Her şeyden önce, böyle bir içeriği olan kitap neden Wattpad gibi bir platformda olur ki? Herkesin erişim sağlayabildiği (özellikle 12-13 yaş aralığındaki çocuklar) bir platformda neden böyle tür bir kitap yayımlanır hala çözemedim. Konu güzel, parmak basılan yer çok güzel ama işleyişi çok kötüydü. Her şeyin arasında illa da aşk sıkıştırılması bana o kadar zorlama geldi ki. Bir yerden sonra cidden okumak istemedim ama başladığım şeyi bitirmek gibi kötü bir huyum var maalesef. Ama hakkını yememek lazım, bilimkurguya kayan yerler ustaca işlenseydi ve sadece bilimkurgu üstünden gidilseydi biraz daha iyi olabilirdi.
Reklam
Boya
Ramazan ayım bu kitap ile geçti. O kadar, o kadar hoşuma gitti ki. Kısaca özet geçeyim, çellist olan Miray ile ressam ol(a)mayan Boran ile başlıyor hikaye. Miray'ın pişmanlıkları, (kendimi gördüğüm o kadar fazla kısım oldu ki...) Boran'ın hayalleri peşinde gitmeye karar verebilmesi ile.. ve ikisi arasında şekillenen hikaye. İkisi de birbirine deva oldu, birbirleri sayesinde karakterlerini buldular. Yazarın bu yönünü çok sevdim. UÖTD'de aynısı olmuştu, okurken kendinizi görebiliyorsunuz, kendinizden bir parça bulabiliyorsunuz. Özellikle Boran tanıdığım birine o kadar benziyor ki.. bu karaktere benzetebileceğim biri olduğu için mutlu oldum açıkçası. Ama hoşlanmadığım bir şey var ki, diğer çift olan Tekin ve Derin'in hikayesi. Aralarındaki 7 yaş ile başlayan ve sonra artmaya devam eden bir uçurum vardı, en başından beri. Tekin karakteri, ağzından küfür eksik olmayan, hovarda biri. Ailenin yaramaz çocuğu gibi. Aslında bu karaktere karşı bir garezim yoktu. Çok güzel güldürüyordu. Ama Derin'e davranış şekli beni bile o kadar kırdı ki.. spoilersiz yazmak isterdim ama ona ölmeyi düşündürecek kadar acı çektirdi. Ve yine kırıldığım bir nokta oldu ki, Miray ile Boran öyle hayal ürünü gibi dururken Derin ile Tekin'in çokça örneğinin olması.. %90ının ayrılıkla sonuçlandığı bir ilişki.. ama her şeye rağmen, çok güzeldi.. her tablo gördüğümde Boran'ı, her çello sesi duyduğumda Miray'ı hatırlayacağım.
Boya
"Bilmiyorsun. Ben de bilmiyorum. Demek ki Vedran orada çello çalarken bir kurşunun hedefi olup gözleri kapansaydı bile ölmüş olmayacaktı. Cesaret dediğimiz şey topla tüfekle öldürülebilecek bir şey değil kızım. Fiziksel ölüm bir gün herkesin başına gelecek. Mesele geride ne bıraktığın. O yüzden tarihte Vedran Smailovic ölmezlerin arasında kalacak her zaman. Çünkü cesur kimseler ölmez. Mutlaka isimlerini yahut bir işlerini bırakırlar geride."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek
Nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum. Sadece, ruhuma dokundu. Çok gerçekçi bir kitaptı. Bahar'la tanıştım, gelişmesine, kendini keşfetmesine tanık oldum; Bahar'ı kendime o kadar benzettim ki... Hayran kaldım Bahar'a. Sonrasında Ozan'la tanıştım, her şeyiyle okuduk, düşüncelerine hayran kaldım... Köklü bir roman, her karakterin altından bambaşka hikayeler çıkıyor... ve hepsi ile empati kurabiliyorsunuz.. Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek benim için başka bir boyutta olacak. Bana hatırlattığı anılar, hikayenin gerçekliği, karakterlerinin gelişimi ile.. 'Efsanelerim' kategorisine girdi.
17 NUmara
Biraz önce bitirdiğim kitap, ama bana pek duygu veremedi. Yazım dilinin biraz basit kalmasından dolayı sanırım. Kitapta o kadar ince bir çizgi var ki, tam tamına 17 katliam yapmış, onlarca kişiyi öldürmüş, nice kişinin hayatını mahvetmiş hastalıklı (bana göre) bir zihin için üzülüp, ağlıyoruz. Asır Karahanlı'nın sevgisi gerçekti, zihni hastalıklıydı ama (bana göre) Defne Karaca'nın hem sevgisi hem de zihni hastalıklıydı... bu kitapta çok fazla kalp kırıcı detaylar vardı ama yanlış zamanda okumuş olmalıyım okurken duygular bana geçemedi
Reklam
17 NUmara
"Seni severken yaşayamam, bana senden nefret etmek için bir sebep ver."