Küçük Ağa'yı okurken Kurtuluş Savaşı yıllarını sanki kendim yaşıyormuşum gibi hissettim. Kalın bir kitap olmasına rağmen elime aldığımda soluksuz uzun uzun okudum. Bu kitabı daha lise yıllarımda dereceye girdiğimde okul müdürümüz hediye etmişti. O zaman okumaya çalıştığımda beni içine alan bir kitap olmamıştı, okuduklarımı kavrayamamıştım. İyi ki tekrar elime alıp okumaya karar vermişim, eğer böylesine bir kitabı kitaplığımda unutmuş olsaydım büyük bir kayıp olabilirdi. Beni yaşananlara dair en çok etkileyen de o yıllarda düşmanın sadece yabancı devletler sanılmasıydı. Halbuki ki bilgi kirliği de cahillik de aynı ölçüde savaşılması gereken bir düşmandı. Mustafa Kemal Atatürk bunun bilincinde olan, bunu herkesten çok daha önce kavramış bir dehaydı. Beni en çok etkileyen karakter ise Çolak Salih'ti. Bir kolu olmamasına rağmen diğer koluyla yapabileceklerini yapmak için kendi kendine çaba sarfetti,yılmadı ve en sonunda da başardı. Bazı zamanlar durumumuzu kabullenip üzülmek daha kolay gibi gelse de kalkıp devam etmemiz gerekiyor. Bu kitaptan kişisel olarak çıkaracağım en iyi dersin bu olduğunu düşünüyorum.