“Artık hayatımın yarısını yaşıyorum, yarısını oynuyorum.”
“… ne içindeyiz zamanın, ne de tam dışında…”
“Ben de büyük meseleler yüzünden harcamış olmak isterdim hayatımı. Küçük dertler yüzünden yıpranıp gitmek istemezdim.”
Oğuz Atay’ın yazdığı tek tiyatro oyunudur ve eser Devlet Tiyatroları’nda sahnelenmiştir.
Değişen politik ve sosyal değerlerden dolayı kronik bunalıma giren, varoluş sorunsalıyla boğuşup hayata tutunmaya çalışan ve bunda pek başarılı olamayan Türk aydınının hikâyesini konu alır.
Oyunun kahramanı tarih öğretmeni Coşkun emekliliğinin ardından yaşamını anlamlı kılacak, dünyayı değiştirecek arayışlar içerisindedir. Oyun yazmaya başlayan Coşkun’un oyunlarının bir türlü sonu gelmez. Oysa onun gerçek hayatı bir oyundur. Ev ahalisiyle aralarında geçen diyaloglar hem güldürücü hem de düşündürücüdür.
Daha önce Oğuz Atay’ın kalemi ile tanışmadıysanız ya da Tutunamayanlar’ı okumaya cesaret edemiyorsanız bence bu esere şans verin. 109 sayfa akıp gidecek ve hemen diğer Oğuz Atay eserlerini okumak isteyeceksiniz.