Yoksulluğu ve o yoksulluk içinde direnebilmeyi, devam edebilmeyi o kadar iyi anlatmış ki Steinbeck, okuduğum süreçte o acıyı çoğu zaman hissettim. Aslında kitabı yoğunluğumdan ötürü okuyamadığım zamanlar da dahi düşünmeye devam ediyordum, bu kadar süre önce yazılmış bir romanken hala günümüzü anlatabiliyor olması ve bizim içinden çıkamadığımız, çıkamayacağımız dipsiz bir kuyu olan kapitalizmden kaçamıyor oluşumuz içimi acıttı.
"Kapının önündeki toprağı tanımadan yaşamak nasıl olacak acaba? Gece yarısı uyanıp da söğüt ağacının orada olmadığını bilmek... kesinlikle bilmek nasıl bir duygu? Söğüt ağaçsız yaşayabilir misin? Yoo, hiç de yaşayamazsın. O söğüt ağacı senin kendin. O şiltedeki acı... o da sen."