“Sultan Vahideddin”, “Vahdettin”, “Sultan Mehmed Han Sâdis”, “Vahid” olarak da bilinir. Abdülmecid ile Çerkes asıllı cariye Gülüstû Kadınefendi'nin oğlu, Osmanlı padişahlarının sonuncusudur. Saltanatın kaldırılması ve vatana ihanetle suçlanması üzerine İstanbul'dan kaçmış, San Remo'da ölmüş, Şam'da gömülmüştür. Mezarı
Sayfa 558 - 36- Sultan VI. Mehmet VahideddinKitabı okudu
Hars ve Tezhib
Fransızca "culture" kelimesinin iki ayrı manası vardır. Bu manalardan birini "hars", diğerini "tehzib" tabiriyle tercüme edebiliriz. Hars hakkındaki bü tün su-i tefehhümler, Fransızca "kültür" kelimesinin böyle iki manalı olmasındandır. o halde biz lisanımızda bu iki manayı "hars" ve
Reklam
BİR ÖLÜMÜN ANLATISI I.BÖLÜM
Nitekim bu tarihten çok sonra bile, 1923 ortalarında, Rauf Orbay'ın Başbakanlığı sırasında Antalya milletvekili Hoca Rasih Efendi başkanlığında bir Kızılay heyeti Del­hi'ye para toplamaya gitmiştir. Muazzam bir sevgi selinin ortasında kalan Rasih Hoca, Cuma namazında hutbeye çıkmış ve halktan Hilafetin koruyucusu Türkiye'ye yar­ dım etmesini istemişti. Gelin görün ki, İngilizler cami çı­kışında Türklerin Hilafeti kaldırdığı haberini yaymışlar ve bunu belirten afişlerle meydanları donatmışlardı. Amaç­ ları, tabii ki, halkı galeyana getirerek Türkiye'nin Hindis­tan Müslümanları üzerindeki nüfuzunu kırmaktı. İngilizlerin endişelenmesine gerek kalmadı. Bundan sadece 6-7 ay sonra Türkiye, uğruna savaşma sözünü ver­diği Halifeyi kovuyordu... İşin ilginç yanı, Hilafetin kaldı­rılmasının hemen ardından (Temmuz 1924) 'körparma­ğım gözüne' der gibi Hind Müslümanlarının gönderdiği yardım paralarıyla İş Bankası'nın kurulmasıydı. Şimdi İş Bankası'nı Hilafet sayesinde kurduk' desem yine birilerini kızdıracağımı biliyorum.
Her fırsatta: -Bir gün iktidarı ele alırsam, harfleri değiştireceğim, kıyafeti düzeltip kadınları serbest bırakacağım, derdi. Bunun gibi, diğer bütün yaptıklarını da henüz talebe iken düşünmüş, birçok defalar biz arkadaşlarıyla münakaşa etmişti. Onu iş başında gördüğümüz zaman, bu itibarla, hiç yadırgamadık. Başarısından şüphelenmedik. Çünkü, neticesi muhakkak olmayan bir işe girmezdi.
Sayfa 5 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Mürur Tezkeresi
İstanbul'a çalışmak amacıyla gelip iş tutmayan bekâr kimseler ,öyle boş boş bırakılmaz ,ihtisab ağasının emriyle sur içinde dört ,Üsküdar ve Galata ile Eyüp'te iki handa ikamete mecbur edilirlerdi.Ancak bu şahıslar geçimlerini topraktan veya sanattan elde edecek duruma geldikleri vakit serbest bırakılırlardı.Taşradan gelen hırpani kıyafetli kimselerin yerleşmelerine engel olmak için de "mürûr(geçiş) tezkeresi" adıyla bir nevi dahilî pasaport ihdas edilmişti.(1840)Türk olsun yabancı olsun,yurt içinde seyahat edecek olan herkes bu belediye nizamlarına uymak zorunda idiler.
Sayfa 502Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 301 ile 310 arasındakiler gösteriliyor.