Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Güngörmez
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi. Şimdiyse 2006 yazının
Hayatım boyunca edindiğim tüm deneyimler ve şahitlik ettiğim hayatlarda şunu gördüm: Bazı insanların tüm başarı­ sızlıklarının arkasında "zatenler': başarılı insanlarda ise "rağ­menler" var. Birileri yapamadım ama zaten şartlar uygun de­ ğildi, zaten bana uygun bir iş değildi, zaten param yetmezdi, zaten iyi bir ev değildi benzeri şeyler söyler. Onlara göre bir şeyin olmaması için hazır zatenler vardır. Yemeği, kıyafeti ya da tatil yaptığı yeri beğenmediğinde de aynı söyleme rastlar­sın: "Zaten
Sayfa 204 - Destek yayınları 2000Kitabı okudu
Reklam
siz hangi halde olursanız olun, ne tür kıyafeti giyerseniz giyin, nerede oturursanız oturun, ne iş yaparsanız yapın Mevlâ ile olan bağlantınızı kurduğunuz anda edebe sahip olursunuz.
Sayfa 341Kitabı okudu
Arkadaş ortamına gir demek kolaydı terapiste göre, öyle olmuyordu ama onlar gezi muhabbeti yapıyor mesela aynı yerleri sen de gezmissin ama eğlenmemişsin hiç onların gördüklerini görmemişsin. o kendi arabasıyla ehliyetiyle gezmiş sen ailenin aşk meyvesi olarak gezdirilmissin, her defasında da kavga gürültü. mesela o filmden konuşuyor üzerine bin espri yapıyor sen sadece yalnızlıktan yemek yerken izlemissin, kitaptan bahsediyor senin dikkatini çeken yer onun komiğine gidiyor, bütünüyle gülünç ve zavallisin. Beraber dışarı çıkıyorsunuz onlar oyunlar oynuyor sen ilk defa oynuyorsun üzerine geliyor sonra zibilyon akrabalarından ve muhteşem anılarından bahsediyorlar. Sen 10 yaşında aslında ebeveyninin kardeşi olduğunu öğreniyor ve bir kere kavganın ortasında gördüğün anıdan ibaret akrabalarının ara sıra duyduğun dedikodulariyla yetiniyorsun. Susuyorsun. Yine garipsiyorlar. Espri yapamıyorsun çünkü komik gelmiyor sana acı veriyor ve sen yüklü duygularımla hayata devam ediyorsun. Ders konuşuyoruz, filanin sigaradan kalınlaşmış sesi seni baskiliyor. Onu. Kadar soruya cevap versen de e sen de katıl biraz diye ezikleniyorsun. Ona da iyiki geldin napcaktik sen olmasan diyorlar. Kıyafet konuşuluyor, onlar is kıyafeti seçerken sen bı türlü kurtulamadığın o sevimsiz tesettür kıyafetlerinden bir tane daha eklemek istemiyorsun alisamadigin diğer kıyafetlere de tereddütle yaklaşıyorsun.
133 syf.
7/10 puan verdi
Jean Paul Didierlaurent - 6.27 Treni Guylain geri dönüşüm tesisinde çalışan, kitapları seven bir işçi ve yalnızlık hayatını sarmış durumda. 6.27 treni ile evine gidip gelmekte ve her trene bindiğinde iş yerindeki geri dönüşüme giden kitaplardan bir kaç sayfayı trendekilere sesli şekilde okumakta. Bir gün hayatını oturduğu koltukta unutulan USB değiştiriyor. İçerisinde bulunan yazıları okuyarak, bunu yazan kişiye aşık oluyor ve onu bulmak için uğraşıyor. Acaba o kişiyi buldu mu? Bence okuyun ve bu güzel insanı tanıyın. “.. insanı var edenin kıyafeti olduğudur, cüppenin altında ne olduğu pek de önemli değildir.”
6.27 Treni
6.27 TreniJean Paul Didierlaurent · Can Yayınları · 2017998 okunma
Bu hikâye Atatürk’ün bilim adamlığı yanını o kadar hoş, o kadar açık anlatır ki, buraya Ruşen Eşref’in kaleminden hepsini alacağım: “Tarihin en uzun meydan muharebesidir” dedikleri Sakarya’yı böğrün sancıya sancıya, düşe kalka, bir sivil spor kıyâfeti ile idâre edip kazandıktan sonra bir akşam üzeri, kimseye söylemeden; karşıcı, alkışçı beklemeden; başının üstünde tâklar ve ayaklarının altında halılar dilemeden; gündelik işini görmekten dönüyormuşsun, kendi kalemi mahsusundan çıkıyormuşsun gibi, yıpranmış bir iç vilâyet taksisi sanılacak bir Ford otomobilinin sâdeliği içinde; ellerinde beyaz göderi eldivenler; o sivil kıyâfette Çankaya’ya döndün ... O kadar ki Hamdullah Suphi, Yakup Kadri ve ben, Seni istasyonda karşılamaya yetişemedik. Atları hızlı gidemeyen faytonumuzu Kavaklıdere’de görünce arabamı bir an durdurdun. Seni yolda kutladık. Ardınca köşke çıktım. Eski köşkün taşlığında gazânı tekrar tebrik ettim. Yapıp başardığın iş, virtüözce çekilmiş bir bilardo vuruşu imiş gibi yarı şaka yarı ciddî bir tavırla gülümseyerek, ‘Ben galiba yine en eyi şu askerliği yapıyorum’ dedin.
Reklam
Levi’s ve Lee
Daha 50'lerde Branda ve Dean ile kendini gösteren bir diğer önemli kıyafet modası ise, Amerikalı tarla işçilerinin (hem siyah hem beyaz) ve kovboyların geleneksel iş kıyafeti olan - yani daha 'sahici' olan endüstri-öncesi ekonomiye ait - blucin pantolonlardı. Bu akım, blucin imalatçısı olan Levi Strauss'u ve Lee Cooper'ı hem dünya giyim endüstrisinin hem de yeni gençlik reklamlarının ağır topları haline getirdi.
Çocukların katledilmesine tepki olarak düzenlenen protesto da bir adam kendisini perişan ediyordu. Ne iş ile meşgulsünüz? sorusunu sormuş bulundum. adam; çocuk kıyafeti üreten fabrika sahibiyim dedi. (Boran Deniz)
301 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.