Ben Emily Dickinson'ı takdir etmiyordum. Emily Dickinson'a aşıktım. Gerçekten. O benim Beatrice 'imdi . Keşke benim Guinevere'im olsaydı; başlangıçta ulaşılamaz ama sonunda sahip olunabilir.
Eğer kadın olarak doğsaydım, Emily Dickinson olmak isterdim.
Reklam
...Şair tarafından bizzat küçük kitapçıklar gibi minik desteler halinde dikilmiş sayfalara hep fazla uzun süre baktığım için insanları bekletirdim; benim için yeterince uzun değildi. Elyazısına bayılıyordum, sadece şiirlerine değil kalemi kullanışını, okunaklı ama minik harfleri sanki onlardan ayrılmak istemiyormuş gibi yazışını seviyordum. Kelimelerin her harfini ayrı ayrı, her bir harfe kendi hayatını, kimliğini vererek yazıyordu. Sadece şiirleriyle ve kelimeleriyle değil, her harfiyle de ayrı ayrı yaşıyor olmalıydı.
Fernando Amorsolo iyi sanatçıdır ama bak
Ofisimi kendim tasarlamıştım. Üzerine ekibimin gelecekte kitap olma ihtimalleri bulunduğu belirtilen taslakları koyduğum çok uzun bir masam vardı. Duvarda, on yıl önce Paris'teki bir açıkartırmadan aldığım Monet tablosunun yanında Femando Amorsolo resmi asılıydı.
Bir roman mı okuyorum yoksa erotik fantezi mi bu nedir ya?
Asansör her zamanki gibi benim katımda durdu. Birkaç saniye sonra ofisime girince her şeyin aynı olduğunu gördüm. Her sabah yaptığım gibi habersiz girmiştim. Yine de sekreterim geldiğimi biliyordu çünkü ofisimde ışığın açıldığını biliyordu. Libidosunun alarmından bahsetmeye gerek bile duymuyorum. Işığın açılması onu da ateşlendirirdi. Kimseye günaydın dememe gerek yoktu. Akşamdan önce kimseyi görmek istemiyorsam sekreterim kimsenin geldiğimi bilmemesini sağlardı. Ayrıca o da beni kimsenin akşamdan önce görmesini istemezdi, beni kendine saklamak isterdi.
Şirketim neredeyse şahsıma ait gibiydi. Her şeye ben karar veriyor, her şeyi ben yapıyordum, ortaklarım sadece vergiden muaf "harcırah" akışını bekliyorlardı. Gerçekten de her ay o parayı seyahate harcıyor olsalardı Payatas 'taki ofisim yerine Alfa Centauri' de buluşurduk.
Reklam
242 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.