Ömer Türker / İbn Sina'da Metafizik Bilginin İmkânı.
Ömer Türker, 1975'te Kırıkkale'de doğdu. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. Sakarya Üniversitesi'nde yüksek lisans, Marmara üniversitesinde doktorasını tamamladı. 2012 yılında Doçent, 2017'de Profesör oldu. Halen Marmara Üniversitesi'nde, öğretim
Evet ansiklopedi okumak biraz zor. Tabi burada belirli bir nokta veya konu başlığı seçip, sadece d maddeyle ilgili bilgileri değil de kitabı baştan sona okumak biraz zor. Ama şöyle düşünelim bir bahçeye girdiniz ve binbir renkli çiçekler, vs. ve adını dahi bilmediğimiz daha önce karşılaşmadığımız bir şeyler. Şimdi şunu demeye çalışıyorum aslında hem bir genel bilgi hem de anlamasan dahi bu bühçedeyken içine sinen o güzel koku bile yetiyor. Herşeyi anlamlandırma çabamız bir yana anlamadığımız yerlerde dahi bir koku bırakıyor içimizde. Tabi öğrendiklerin ve sindirdiklerin de cabası. Büyüklüğü görmek istiyorsan, bir oku sabırla oku, gül kokusu içine sinsin:) İyi okumalar..
Adak, genellikle herhangi bir hususta Allah'ın yardımını temin gayesiyle baş yurulan dini bir davranış olarak şu veya bu şekilde hemen hemen bütün dinler de görülmektedir. Gerek Ahd-i Atik ve Ahd-i Cedid'de, gerekse Grek ve Latin literatüründe peygamberler, krallar, azizler ve başkalarının yaptığı muhtelif adaklarla ilgili misaller çoktur.
Abdürrauf es-Sinkili, Açe'de önceleri yaygınlaşan vahdet-i vücûd anlayışına ve bid'atlarla hurafelere karşı mücadele vererek, İslâm inancının saf şekli ile korunması hususunda gösterdiği hassasiyetle İslâmiyet'i Açe topraklarına yeniden getiren kişi olarak tanınmaktadır.
Meselâ annesi ve babası ölmüş bir çocuk, terbiyesi kıt ve açgözlü olabilir düşüncesiyle devşirilmezdi. Sığırtmaç ve çoban çocuklarıyla kel, köse, doğuştan sünnetli, ayrıca Türkçe bilenler ve sanatkâr çocuklar ocağa alınmazdı. Kanuna göre ailenin tek oğlu da alınmaz, iki veya daha çok erkek evlâdı olanın çocuklarından en sağlıklısı, yani askerliğe en elverişli olanı alınırdı. Çok uzun veya çok kısa boylu olanlar da devşirilmez. orta boylu, düzgün yapılı ve yakışıklılar tercih olunurdu.
Acâride, kendi içindeki tâli fırkalar arasında bazı görüş ayrılıkları bulunmakla birlikte, fikir ve aksiyon bakımından şiddet ve aşırılık taraftarı diye bilinen, ayrıca en güçlü Hâricî fırkası olarak tanınan Ezârika ile, Hâricîler'in en mutedil ve Ehl-i sünnet'e en yakın kollarından kabul edilen İbâzıyye arasında yer alır.
Kaçak bir köleyi yakalayan kimse onu götürüp sahibine veya kadıya teslim etmekte, yahut sahibi gelip alıncaya kadar kendi yanında alıkoymakta serbesttir.
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) tarafından “genel okuyucu”ya İslam ile ilgili temel konular, kavramlar, kişiler hakkında doğru bilginin anlaşılır biçimde ulaştırılması amacıyla yaklaşık on yılda hazırlanan Temel İslam Ansiklopedisi sekiz cilt halinde yayımlandı. 1426 madde başlığını içeren ansiklopedi farklı alanlardan 180 civarında ilim adamı ve uzmanın katkısıyla hazırlandı. Hedef kitle gözetilerek madde hacimleri olabildiğince kısa tutuldu, maddeler 383 bilgilendirici çizim (infografik) ve -peygamberler ile hakkında fazla malumat bulunmayan bazı tarihî şahsiyetler dışında kalan- biyografi maddeleri için hazırlanan 353 kimlik kartı ile zenginleştirildi.
Temel İslam Ansiklopedisi, İslam’ın inanç, ibadet, ahlak ve insanlar arası ilişkilere dair ilkelerini işlemenin yanı sıra İslam ilimlerinin temel konu ve kavramları ile başta peygamberler olmak üzere önde gelen İslam âlimleri hakkında doğru ve yeterli bilgi sunmaktadır. Aynı zamanda Temel İslam Ansiklopedisi örgün eğitim, din hizmetleri ve irşat faaliyetleri için yardımcı kaynak olma özelliğine sahiptir.
Bağdat'a gittiği zaman mensup olduğu Şâfiî mezhebini bırakarak mizacına daha uygun gelen Hanbell mezhebine girmiş, bununla birlikte hayatının sonuna kadar her iki mezhebe göre fetva vermiştir. Rivayete göre rüyasında Ahmed b. Hanbel Abdülkadir'den, o sırada zayıf durumda bulunan Hanbeliliği canlandırmasını istemiş. o da Hanbeli mezhebine girerek bütür gücüyle bu mezhebi ihya etmeye çalışmıştır. Yaşadığı dönemde Hanbeliler'in imami olmuş ve bundan dolayı kendisine "Muhyiddin (dini ihya eden) unvanı verilmiştir. Abdülkadir-i Geyläni Hanbeli mezhebine sarsılmaz bir şekilde bağlıdır. Bütün eserlerinde, özellikle el- Gunye'de bu mezhebe bağlılığı açıkça görülür. "Mezheplerin en iyisi İmam Ahmed'in mezhebidir" diyerek amel ve itikadda Ahmed b. Hanbel'i hararetli bir şekilde savunur. Müteşâbihat i tevile kalkışmaz. Diğer Hanbeliler gibi tevili tahrif sayar. İstiva'ya tereddütsüz inanır ve bu konuda başta Mu'tezile olmak üzere öbür mezhepleri şiddetle tenkit eder. İmâm-i Azam'ın el-Fıkhu'l-ekber'deki fikirleri de bu tenkitlerin dışında kalmaz.