Şimdi benim için, dünya ikiye bölünmüş durumda.Bunun bir yarısında o, onunla birlikte mutluluk, ışık ve umut var. Öbür yarısındaysa o yok, onun yokluğuyla birlikte umutsuzluk, karanlık var...
karanlık, aydınlıktan, yalan, doğrudan kaçar.
güneş yalnız da olsa,etrafına ışık saçar...
üzülme...!
doğruların kaderidir yalnızlık...
kargalar sürü,
KARTALLAR YALNIZ UÇAR...
Öğretim üyesi, sınıfa girer ve fakülteye henüz başlamış olan 1. sınıftaki ilk sırada oturan öğrenciye sorar: “adın nedir?”
Falan der öğrenci…
Hoca bağırarak “defol bu sınıftan, bir daha benim dersime gelme” der.
Öğrenci şaşkın bir şekilde sınıfı terk eder.
Öğrencilerin hepsi şaşırır ama kimse tepki vermez.
Öğretmen derse başlar “kanunlar neden vardır?” diye sorar.
Öğrencilerden biri cevap verir “suçluları cezalandırmak için vardır.”
“Devam” der hoca, “başka?”…
Bir başka öğrenci “toplumda düzeni sağlamak için vardır.”
“Başka?”
Bir kız öğrenci de “adaleti sağlamak için vardır” der.
Hoca “peki ben bu arkadaşınıza adaletsiz davrandım mı?”
“Evet” der öğrenciler.
“Peki, buna hepiniz şahit oldunuz, neden tepki vermediniz?”
Herkes susar.
Hoca konuşur;
“Eğer böyle devam edecekseniz, sizden hukukçu falan olmaz.
Bugün benden korkup veya çekinip adaletsizliğe göz yumarsanız, yarın hakim, savcı veya avukat olduğunuzda kıçı kırık bir iktidar partisi mensubundan veya mülki amirden etkilenerek adil bir karar veremez, mülkün temeli olan adaleti ayaklar altına alırsınız.
Bir adaletsizliği gördünüz ama müdahale etmediniz.
Adaletsizliğe şahit olup göz yuman insanlar bir gün haysiyetini kaybetmeye mahkumdur.
Haysiyetini kaybeden kişinin de hayvandan farkı yoktur.