İshakaya

İshakaya
@ishak_
... Durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz. (MK. m3) ...
Mustafa Kemal yabancı düşmanla savaşmadan önce, üstesinden gelmesi gereken Osmanlı toplumu içindeki iç savaşı kazanmak üzereydi. ...Dahası, Mustafa Kemal'in kişiliğinde, eski İttihat ve Terakki üyelerinin azimle sağduyuyu birleştiren, açık görüşlü bir önderi olmuştu.
Reklam
Sınırlarımızın içindeki koşulları düzeltmek ve hareketlerimizle uygar toplumlar arasında yer alabileceğimizi kanıtlamak zorundayız.
Fevzi Paşa (Çakmak) Müdafaa Vekilliğine getirilirken, Albay İsmet ( İnönü) kabinede de yer alarak Genelkurmay Başkanı oldu. Mustafa Kemal'in eski arkadaşları Kazım Karabekir, Ali Fuat ( Cebesoy) ve Refet ( Bele) ordu komutanlıklarını sürdüreceklerdi ama aralarına yeni katılan Fevzi Paşa ile Albay İsmet'in emrinde olacaklardı. Bu değişiklikten hiç hoşlanmadılar. Yine de milli davayı yürütmek için ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. İlk görev, merkezi otoritenin yıkılmasıyla ortaya çıkan ve şimdi Damat Ferit Paşa'nın körüklediği iç savaşı kazanmaktı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sevres Antlaşması Mustafa Kemal'in İtilaf devletlerine direniş göstermek konusunda haklı olduğunu ortaya çıkarmıştı. Milliyetçilere karşı yasal girişimler durduruldu, Osmanlı Harbiye Nazırı, 'kuva-yı milliye'nin vatanı kurtarmak için çalıştığından kuşku duyulmadığını ve bu nedenle mahkemeye çıkarılmak yerine kutlanmaları gerektiğini belirten bir bildiri yayınladı.46 Daha sonraları Sultan Vahdettin, 'kendi şahsiyetine ve otoritesine karşı oldukları halde', Tevfik Paşa Hükümetini iş başına getirmekle Kemalistlerin İstanbul' da etkili olmalarını sağladığını söyleyerek itibar kazanmak isteyecekti.
En iyi çözüm yolu düşmanı bölmek ve yabancı dostlar edinmekti. Mustafa Kemal tüm yeteneklerini bu işe adadı. Önce bir diplomat ve politikacı, ardından bir asker olmak zorundaydı. Tehlikeli vaatlerden kaçınmak için yeterince sabırlı ve kurnaz olmalıydı. Arkadaşlarının çok azı bu gereksinimlerin önemini ya da Mustafa Kemal'in bunları karşılayacak yeteneklerini anlayabildi.
Reklam
Ülkedeki asker politikacıların sayısı yeterinden fazlaydı. Ayrıca kendilerini politika ve diplomasi konularında uzman olarak gören avukatların, doktorların, dişçilerin ve veterinerlerin sayısı hiç de az değildi. İşte Mustafa Kemal bu her şeyi bilen, kavgacı, inatçı, eşitlikçi kitleyi yönetmek zorundaydı. İnsanların arasından yalnızca yetenekli değil, aynı zamanda kendi liderliğine boyun eğecek olanları bulmak zorundaydı. Çoğunun bir kenara atılmış olması şaşırtıcı gelmemeli.
Mustafa Kemal'e göre Bolşevikler, İngiltere, Fransa ve onların koruması altındaki Yunanistan'a karşı yararlı bir denge unsuru olarak kullanılabilirdi. Askeri açıdan daha da önemliydiler, çünkü ülke dışındaki tek para ve malzeme kaynağıydılar.
Ankara'daki en usta politikacı Mustafa Kemal idi. Bazı yerel politik sorunları çözümlemek için çıktığı birkaç kısa tren yolculuğu dışında sürekli kentte kalıyor, meclisi kendi istediği biçime getirmek için çabalıyor, vekilleriyle görüşüyor, ordularının başındaki komutanlara ve yerel yöneticilere telgraflar yağdırıyordu. Güç kaynağı henüz zayıf olduğundan işlerini çok dikkatli bir biçimde karşısındakileri ikna ve idare ederek yürütmesi gerekiyordu. Genellikle gizli oturumlarda toplanan meclis dışında, halka hitaben konuşmaktan kaçınıyordu. En iyi çalışma biçiminin özel toplantılar olduğunu fark etmişti ve bu toplantılar, çoğunlukla gecenin geç saatlerine kadar rakı kadehleri eşliğinde sürdürülüyordu.
Önderlik ettiği hareketin eski siyasi bölünmelerin üstünde olduğunu göstermek için, kurduğu hükümete Rıza Nur ve Ahmet Ferit (Tek) gibi muhaliflerle, cemiyetin bazı üyelerini de katmaya özen göstermişti. Artık birleştirici olarak üstlendiği rol sorgulanamazdı. Sakarya Savaşı, Türkiye'yi Yunan yayılmacılığından kurtardığı gibi Mustafa Kemal'i de hüzünlü bir geçmişin hayaletlerinden kurtarmıştı.
Mustafa Kemal Bolşeviklerle teması kesmek istemiyordu, ama bu konuda hayale de kapılmıyordu; bir yıl sonra komünizmin saçmalık olduğunu söyleyecekti. Kemalistlere yardım etmelerine karşılık, Bolşevikler Türklerin Batı ile bağ kurmalarını engelleyemediler, ancak bu bağlantıların onlara bir zarar getirmeyeceği kendilerine defalarca bildirildi. Mustafa Kemal Sovyet Rusya ile dostluk ilişkileri sürdürmek istiyordu. Yine de Rusların ülkesinin işlerine karışmasına hiçbir zaman izin vermedi.
Reklam
Kazanılan zaferle ilgili olarak yalnızca üç komutanın, kendisine sadık olan Fevzi (Çakmak) , İsmet ( İnönü) ve Milli Müdafaa Vekili Kazım'ın (Özalp ) adını takdirle andı.2 Başkomutan olarak son sefere katılan bütün komutanları terfi ettirirken, Anadolu'da başlangıçtan beri yanında yer alan ancak İsmet Paşa'nın emri altında çalışmayı reddeden Ali Fuat (Cebesoy) ile Refet'i ( Bele) dışladı. Onlar, Türk milli direnişinin diğer iki önderi olan Başbakan Rauf (Orbay)3 ve Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir'in tarafını tutmuşlardı. Savaş boyunca Karabekir Mustafa Kemal' e sürekli olarak gereksiz önerilerde bulunmuştu ve şimdi de başkumandanını kutlamak için Ankara'ya geliyordu.
Gerçi Mustafa Kemal istiklal Savaşı süresince yaptığı konuşmalarda son derece dikkatli davranmıştı, ama rakip politikacılar çağdaşlığa giden yolda ilerlemeye ülkeyi zorlayacağını ve bu yürüyüşü tek başına yönlendireceğini hissetmeye başlamışlardı. Duygularını, "Yunanlılardan kurtulduk, sıra Mustafa Kemal'den kurtulmaya geldi," sözleriyle özetlemelerine şaşırmamak gerekir.
Refet, aynı şekilde Sadrazam Tevfik Paşa ve Osmanlı Hükümetinin Dahiliye Nazırı ile karşılaştığında, bu unvanları tanımadığını ancak nazik sözlerine teşekkür ettiğini bildirdi. Ne var ki Refet'in davranış biçimi Ankara'daki bazı milletvekillerinin hoşuna gitmedi, kendi adlarına konuşmaya hakkı olup olmadığını sorguladılar. 29 Ekimde Refet, Sultan Vahdettin ile dört saat süren bir görüşme yaptı. Padişahın İstanbul'daki hayalet hükümeti dağıtıp, Ankara Hükümetini tanımasını istedi. Ankara Hükümetinin monarşinin kaldırılıp yalnızca hilafet makamının ayrı olarak sürdürülmesini istediğini de açıkladı. Zaman kazanmaya çalışan padişah bakanlarını azletmeyi reddetti.
Türk direniş hareketine imzasını atanların çoğu gibi, Karabekir de politikayı şekillendirmek konusunda kendisine pay verileceği umudunu taşıdığı sürece, Mustafa Kemal tarafından verilen görevlerin tümünü yapmaya hazırdı. Ama umudu hızla yok olmaya başlamıştı.
Balıkesir Zağanos Paşa Camii Camide bulunan Karabekir daha sonraları, Mustafa Kemal'in sözlerinin halife ve sultan olma arzusundan kaynaklandığını iddia edecekti. Karabekir'e göre Mustafa Kemal bu umudu kırılınca, dine karşı dönmüştü.76 Bu suçlama kanıtlarla uyumlu değildir: Mustafa Kemal askeri açıdan zafer kazandığı anda monarşik ilkelere karşı olduğunu açıklamıştı.77 Ayrıca Abdülmecit'in ruhani halifeliğin gölgeli makamına seçilmesine de karşı çıkmamıştı. Üstelik, Türk ulusal davasına din duygularını katma çabaları askeri zaferi kazanmasından sonra da bir süre devam etmişti. En azından halkına İslam dini ile çağdaş uygarlığın birbiriyle uyumlu olduğu fikrini aşılamak istiyordu. Daha sonra bu iddiadan vazgeçmişti ama nedeni halife olamaması değil, dini duyguların, projesinin gerçekleşmesini engellediğine karar vermesiydi.
44,8bin öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.