kitap bir gazetecinin Amerika'da ölen çocukluk arkadaşının ölümünün hikayesini merak edip araştırması üzerine başlıyor. açıkcası huzursuz oldum kitapta sürekli sığ bir duygulandırma çabası hissettim. sırf acı çektiği için ezidi bir kadına aşık olup nişanlısını yarı yolda bırakan müslümanın ölüm hikayesi pek de ilgimi çekmedi. kitapta İŞİD'in ezidileri yok ettiği vurgusu aşırı fazlaydı. Ben bu yaz sıcağında normal bir roman istedim bu kadar sanattan uzak toplumsal amaç taşıyan bir roman değil.
Merhamet zulmün merhemi olamaz.
Kitap bir oturuşta soluksuz bir şekilde okuyacağınız bir eser.
Ortadoğu, insanını güzel bir şekilde anlatmış, ezidi halkının başından geçen soykırım ve Müslümanlık maskesi altında yapılan ahlaksızlık, dinsizlik IŞİD in ne denli sapkın ve yanlış bir güruh olduğunu gayet net olarak anlatıyor.
Ben çok beğendim umarım sizlerde beğenirsiniz.
Huzursuzluk - Zülfü Livaneli
Türk edebiyatının tarihi olayları mükemmel bir şekilde ele alıp romanlara döken yazarı Zülfü Livaneli Huzursuzluk romanı ile bu kez Orta Doğunun yeni kanayan yarası olan IŞİD zulmüne dikkat çekiyor.
Huzursuzluk kitabını ana karakteri olan İbrahim, İstanbul’da yaşamaktadır. Bir gün çocukluktan beri arkadaşı olan Hüseyin’in öldüğünü öğrenir ve bunun üzerine Mardin’e gider. Hüseyin’in nasıl öldüğünü öğrenmen isteyince de kendisini kahreden gerçeklerin içinde bulur.
İbrahim Hüseyin’in ölümünü araştırdıkça IŞİD’in gerçek yüzünü de öğreniyor ve bunu okurları ile paylaşır. Bu tüyleri diken diken eden hikayeyi Zülfü Livaneli Orta Doğunun ünlü bir hikayesine benzetir. Orta Doğunun olmazsa olmazı olan develerin en sevdiği dikeni nasıl yediklerini ve bu dikeni yerken ağızlarına batarak kanatmasını ve kan ile diken birleşmesi ile deveyi sarhoş eden bir tadın oluşmasını Orta Doğuda yaşananlara mükemmel bir şekilde uyduğunu açık bir hikaye ile anlatıyor.
Kitap bitince bir huzursuzluk hakim oluyor okurda bence #zülfülivaneli de #huzursuzluk kitabında bunu istemiş ve kesinlikle başarmış.
Kitap kısaca, Gazeteci olan İbrahim'in çocukluk arkadaşı olan Hüseyin'in ölüm haberini almasıyla yıllar önce ayrıldığı memleketi Mardin'e gelmesiyle başlayan bir hikaye. İbrahim olayın iç yüzünü araştırmaya başlıyor. Herkes Hüseyin'in ölümüne Ezidi olan Meleknaz'ın sebep olduğunu anlatıyor...
Olayın asıl nedenini öğrenmeye çalıştıkça Meleknaz'la tanışmak için sabırsızlaşır. Sanki onu görünce içindeki tüm belirsizlikler bitecekmiş gibi hisseder ve İbrahim, ölmüş arkadaşının sevdasını devralır gibi Meleknaz'a âşık oluyor ve giderek Hüseyinleştiğini farkediyor.
IŞİD zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan Ezidi kızı Meleknaz’ın aşkını ve acılarını, terör örgütlerinin zulümleri ile insanların yaşadığı sıkıntıları çok akıcı bir dille anlatan derin, hüzün dolu bir öykü ...
İnsanlığın karşı karşıya olduğu zorlukları ve acıları anlamak için derin bir düşünce ve duyarlılık gerektirdiğini çok güzel vurgulamış yazar bize...
Toplum vicdanına seslenen bu eseri mutlaka okumanızı isterim.
İnsanların birbirine sadece dininden dolayı bu kadar zulmetmesi ne yazık ki dünya var olduğundan beri devam ediyor. Savaşların sebebi her ne olursa olsun işlenen insanlık suçlarını işleyenlerin de insan olduğunu düşünmek beni dehşete düşürüyor. Bu esere yakın olan Alexandra Cavelius'un Leyla adlı kitabını okuduğumda da aynı duyguları hissetmiş, insanların nasıl olup ta bu kadar hayvanca davrandıklarını anlamaya çalışmıştım. Bu eser ise kendilerinden olmayana ama özellikle kadın ve kız çocuklarına (İŞİD'li insan olmayan varlıkların) tecavüz edip satmalarını ve bunu din adına yapmalarını, tüm dünyanın da bu vahşete seyirci kalmasını anlatıyor...
Zülfü Livaneli'nin "Huzursuzluk" kitabı, günümüz Türkiye'sinde yaşanan toplumsal sorunlara ve Ortadoğu'daki çatışmalara dair derin bir anlatım sunar. İşte kitabın karakterleri ve olay örgüsüyle ilgili bir özet:
### Karakterler
1. İbrahim: Kitabın ana karakteridir. İstanbul'da yaşayan bir gazeteci olan İbrahim,