ışığı söndür. hadi yanıma uzan
seninle eskiyorum hadi uzan
gün çoğalırken yüzümüzle
bir roman kahramanını yaşıyaraktan
hadi uzan biraz sevişelim
hadi uzan
Sevgili Dost,
Pul koleksiyonu olur da el koleksiyonu olmaz mı?
İşte el defterimde mavi, yeşil, kırmızı ve beyaz eller. Bu siyah el yumrukmuş, ona kadar saydıran; bu sarı el bir Çinli'nin, pirinç tarlasında bulunmuş; bu mavi el Grozni'den, hâlâ nabzı atıyor; bu el bir prensesin, değince kararıyor; Kolomb'un cebinde bulmuşlar bu kızıl eli; bu el bir dağcının, titriyor hâlâ; bir diplomata ait deniliyor bu ele, zamanında çok sıkılmış, şimdi çok sıkılıyor. Bu eller mi? Kilise avlusunda bulunmuş, sahibi bilinmiyor. Çevirmeye devam et sayfalarını defterin. Korkma, ışığı söndür ve yandığını gör; fosforlu bir hırsız elinin.
Karanlıkta
Işığı söndür.
Hadi yanıma uzan.
Seninle eskiyorum hadi uzan.
Gün çoğalırken yüzümüzle,
Bir roman kahramanını yaşayaraktan.
Gece ıslak ve su kadar dalgındır..
Tarikat adabının her kademesinde edep ön plândadır. Sufî, canlı olsun cansız olsun -ki onlara göre her yaratılmışın canı olduğu farz edilir- her şeye ve herkese karşı edebini korumak zorundadır. Kapının çarpılmadan yavaşça örtülmesi bir edeptir. "Kapıyı kapat" denilemez (Allah kimsenin kapısını kapatmasın); belki kapıyı ört, yahut sırla denilebilir. "Lâmbayı (mumu, ışığı) söndür" denilemez (Allah kimsenin ışığını söndürmesin); lâmbayı dinlendir denilir. Keza lâmba yakılmaz, ancak uyandırılabilir. Birisi konuşurken sözünü kesmek, gizli konuşmak, mecliste fısıltı ile lâkırdı etmek, işaret ve işmar etmek vs. hep edebe aykırı davranışlardır. Gezerken yere, ayağın sesi duyulmayacak derecede, yumuşak basılmalıdır. Kapıdan çıkılırken arkasını dönmek edepsizliktir. Kapı eşiğindeki ayakkabılar dışarıya değil (zira bunun manası "git, bir daha gelme" demektir), içeriye doğru çevrilir. Uyuyan birini uyandırmak için onu sarsmak, yahut adını ünlemek abestir. Bunun yerine yastığına parmak uçlarıyla vurulup hafif sesle "Agah ol erenler!" denilir.
“Farzetme yeter yaşadığın bugün’dür
Ne sevdiğin yanında ne o yerdesin
Çekil garip odana,ışığı söndür
Söyle ‘Nerdesin ey sevgili nerdesin?’
Söyle;o türkü senin eski türkündür”