Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
·
Puan vermedi
Erdem Bayazıt’ın yaşadığı dönemin sıkıntıları, acıları, kaygıları ile hayatını güzel kılan pek çok konu ve anıları üzerine aldığı toplu bir şiir kitabıdır Şiirler. Şiirlerde serbest bir üslup kullanılmış, sıra dışı tasvir ve anlatımlarla şiirlerde de etkileyicilik yakalanmıştır. Hemen her konuya ait bir şiirin yer aldığı kitap okuyucu açısından da
Şiirler
ŞiirlerErdem Bayazıt · İz Yayıncılık · 20215,3bin okunma
Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Reklam
☆Orhan Pamuk - Kar☆
Kadını aşağılamak ve damgalamak için kullanılan akara Osmanlıca “âkır, âkıre” sözcüklerinin kökenidir; “kısır, doğurmaz” anlamına gelir ve aslına bakılırsa ironik bir kaymayla doğurma yeteneğinden yoksun erkeği tanımlar. Geçmişinde erişemediği kadını (İpek’i gençliğinde, üniversitedeyken tanımıştır), anayı, kendi köklerini ve aidiyetini arayan roman kahramanı için bu isim seçimi anlamlıdır. Ortada bir kimlik sorunu olduğunu, kahramanda salt kadını değil kadın imgesine bağlantısıyla algılanan “kendini” arama çabası bulunduğunu ayrımsarız. Ka karların içinde bir ada gibi yalnız, donup kalmış olan Kars’a ülküsel kadını aramak, onun aracılığıyla kendine “anlamlı” bir kimlik oluşturmak için hacca giden bir müminin beklentisiyle yolculuk yapar, Kafdağı’nın ötesinde aradığını bulamamanın yenilgisiyle kendini tüketir. Kars ona “gerçek Türkiye” yani bir tür Mekke olarak tanıtılmıştır. Ka’nın yolculuğu bir anlamda Dante’nin İlahi Komedya’sında Cehennem’e inişini de anımsatır.
Sayfa 37 - Ağustos 2020 - Notos Kitap
İyi niyetli okuyucularımız etikete baktığında şeker yazısını doğrudan görebileceklerini düşünmektedir muhtemelen. Ama işin kötü tarafı şudur ki birçok firma, ürününün içinde şeker olduğunu açık bir sekilde paylaşmak istemez. Şekerin bir sürü formu ve bu formlara göre de bir sürü farklı adı bulunmaktadır. Bu kadar fazla isim olunca, ürünün içerisinde ne kadar şeker olduğunu tespit etmek gerçek bir uzmanlık istemektedir. Mesela, kaçınızın aklına ketçap şişesinin etiketinde şeker aramak gelir? Zamanında "pazarda artist olmadığının" önemle altını çizen internet fenomeni amcamızın tarzıyla belirtmek gerekirse: Şeker ne arar la ketçapta! Sosisin ya da yoğurdun içinde şeker ne gezer ki? Aslında tek tek saymaya gerek yok. Kabaca marketteki rafların dörtte üçünde şekere rastlama ihtimaliniz oldukça yüksektir. Gelin şu etiket meselesini tam anlamıyla ele alalım.
Realist hikayenin tohumunu Samipaşazade'de aramak, bir edebiyat tarihi modasıdır. Küçük Şeyler istediği kadar mütevazi bir isim taşısın; zaman ona lâyık olduğu şeref damgasını vurdu.
Sayfa 233 - Timaş Yayınları 344 Unutulmayan Meşhurlar Dizisi 9Kitabı okudu
herkes işinin hallolacağına bakıyor Yanıyorum yanıyorum da herkes yanarken elime avucumdakine bakıyor ziyan olacağına bende dursun bu diyor ben uyurken hep çekmecelerim karıştırılıyor Kadının birinin eli cebimde kalmış elini usulca çekip burada kalabilir dolabıma eşyalarını koyabilirsin diyorum. o da benim gibi çalışırken uyuyakalanlardan
Reklam
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20214,006 okunma
Hayatım.Baştan başa hatıralardan ibaret
Asıl işim mutluluğu aramak olmuştu. Bu mutluluğu da kadınlarda bulmaya çabalamıştım. Bundan daha boş şey olamazdı.
Sayfa 228Kitabı okudu
342 syf.
·
Puan vermedi
Bir isim, İki hayat..
Okuduğum kitapları puanla ya da iyi kötü ölçütleri ile değerlendiremiyorum. Bende bıraktığı duyguları ve altını çizdiğim onlarca cümleyi paylaşmam da imkansız gibi.. #buketuzuner milli bilinci ele alırken güzel bir tarihsel kurgu yaratmış. Dili çok akıcı. Duvara asmalık tespitleri ve akışa yönelik felsefeleri var. Eğitimci biri olarak öğrencilere okutulması gerektiğini düşünüyorum Çanakkale Savaşları’nda ölen büyük dedesinin kayıp mezarını aramak için Gelibolu’ya gelen Yeni Zelandalı genç bir kadın… İngilizler tarafından binbir vaat ile kandırılarak ülkelerinden alınan binlerce gencin Anzak’a getirilmesi.. Vatanını müdafaa için mücadele eden askerlerimiz.. Bir Yeni Zellandalı asker ve İstanbullu askerin kaderinin destansı bir hikayeye dönüşmek üzere yollarının kesişmesi.. Bir isim ve iki hayat.. Aynı adam aynı savaşta iki düşman ülkede savaş kahramanı olur mu? “İşte savaş buydu! Oyun veya şaka değildi, savaş: Ölmek ya da öldürmekti. Çirkindi, mantıksızdı, ilkeldi.” “Gelecekte tarihçiler bu harp hakkında ne yazacaklar bilemem, ama Çanakkale muharebelerinin Türklerin bir nefs-i müdafaa mücadelesi olduğu kadar, kardeşlerini artık körü körüne sadece Müslümanlık bağlarına dayanarak seçmemeleri gerektiğinin de kanlı bir hikayesi olduğu kesindir. Benim arzum, bu milletin çektiği çilelerin, Çanakkale de pek çetin şartlar altında geçen bu muharebelerin gelecekteki Türk gençliğine ibret olmasıdır. Yoksa yazık olur! Çok yazık olur.” “Bir savaşın en berbat tarafı hayatlardan çok, yaşayanların umutlarını yok etmesidir.”
Uzun Beyaz Bulut Gelibolu
Uzun Beyaz Bulut GeliboluBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20219bin okunma
Her dönüm noktasında yeniden parlayan bir şey bu...
Hayat,hep arayış çokça kayboluş bazen de bulduklarımızla dışı tenha içi kargaşa dolu yüreklerin nefesi ise... Bana bu nefesi ilk hissettiren bir mescid...rayihasi ancak gönlünü açtığında üzerine sinecek adı Gül..kendi Gülden öte bı mescit..orda başladı kendimi ilk seyretme heveslerim,benliğimi inşa etmekse dedikleri attığım ilk temel oradaydı.O zamanlar bı isim verdiğim şimdi telaffuz edecek olsam çocukça gelecek fakat o çocuk gönle göre gayet güzel bir defter bir de ben..sonra adım adım bir kaç kitap..
Ene 'Sus Ey Nefsim'
Ene 'Sus Ey Nefsim'
bir kitap insana neler katar saymaya kalksak kelime yetişmez ama bu kitap için tek bir cümle kuracak olsam "gönlüme bir dua düşürdü" derim.O mescidde ortamın karanlığını aydınlatacak bir dua aniden dilime düşmüştü bu kitabı okuduğum demlerde,sonra duanın ortasında evet işte bu Allah'ım buna ihtiyacım var,bunu istiyorum diye heyecanla dilimden çıkana hayret etmiştim... Sonra bir duanın kabulü bu kitap....
Muhabbetteki Sır
Muhabbetteki Sır
Sonra aradan geçen zamanla bir yeni lütuf bu kitap...
Adab
Adab
Yeniden başlamak kaybettiğim heyecanı kazanmak için 4-5 sene öncesine gidip o kitapları tekrar okumaya niyet ettim. Kendimi kaybettiğim yerde değil bulduğum yerde aramak için Okuduğum hiç bir kitaba bu kadar ciddiyetle dönmemiştim.Daha önce hiç okumamışım gibi dönüyorum varsa küçük de olsa bildiğim sıyrılıp. bir boyun eğiş..bir dervişane diz çöküşle yeniden başlıyorum...
Kâmile

Kâmile

@GulveKul
·
06 Nisan 13:11
"İnsana, aradığı şeye bakarak değer biçilir"
Hayatımın en güzel dönüm noktasında karşıma çıkmış,arayışlarımla pusula olmuş, kitaptan öte göz nurum... Satırları değerlendirirken telaffuz edilecek her kelimenin kifayetsiz kalacağını düşünecek kadar çok sevdiğim, uzunca bir vakit yanımdan ayırmadığım başucu kitabım... Arayış içinde olan satırdan sadıra giden gönül yolunu çiceklendirmek isteyen herkese acizane tavsiyemdir
Reklam
KAÇIK OTURUM
yarın da kütüphanedeyim, aynı sandalyede dünyam tepetaklak kelaynak kuşu beynim Yedikule zindanında Genç Osman kitap aralarında kurutulmuş kadınlar aramak yarınki işim ama biliyorum zurnada peşrev olmaz ne çıkarsa bahtıma
Sayfa 515 - AKGÜN AKOVA (1962, Trabzon)Kitabı okudu
Böylece saatler süren bir isim araştırmasına kapıldık sülalece. Teyzem ısrarla güllü isimler arıyordu. “Bundan sonraki hayatımda gülmek istiyorum” diyor başka bir şey demiyordu. Gülcan, Gülay, Güler, Birgül, Şengül, Gülgün diye saydık durduk akşama kadar. Hangi ismi seçsek illa birimizden birimizin o isimde bir tanıdığı oluyor, onun da başından türlü badireler geçmiş oluyordu. Teyzem dışında masadaki herkes bu isim değişikliğinin işe yaramayacağını düşünüyordu. Ama yine de teyzeme isim aramak hepimizin hoşuna gitmişti. Kitap masada gidip gidip geliyordu. Her bulduğumuz ismi kendimiz çürütüyor, teyzeciğime öyle hayatını değiştirecek türden bir isim bulamıyorduk. Madem saf bir mutluluk peşindeydik, ismin en ufak bir özlem, hasret, yoksunluk, zahmet, yorgunluk içermemesine özen göstermeliydik. “Mutlu koyalım madem” dedi annem. “Mutluuuu, Mutluuu, huuu Mutluuu diye çağırırız seni. Her gün mutlu olursun!” “Onu düşündüm ben ama Mersin’de Mut diye bir yer var. Oralıyım demek gibi olur. Yanlış anlaşılır. O, o anlama da geliyor” dedi teyzem. Yuh, bunu bile düşünmüş! Mutlu’yu da eledik
Ateşçi
"ateş kürerim ateş söz zincire vurulunca zincire vurulunca aşk lacivert karda
Sayfa 55 - Kırmızı Yayınları
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Favori kitaplarımdan
Kassel’de Mantık Aramak’ı sadece Enrique Vila-Matas kitabı olduğu için almıştım, ne anlatıyordu hiçbir fikrim yoktu. Hiçbir fikrimin olmadığı şeyler anlatıyormuş:) Çok sevdim.
saliha nilüfer
saliha nilüfer
çevirisi de Kitabı farklı şekillerde okudum ve en keyif aldığım, konuya yoğunlaştığım okuma yöntemim şöyle: Sanatçı ve eser adı geçince internetten
Kassel'de Mantık Aramak
Kassel'de Mantık AramakEnrique Vila-Matas · Can Yayınları · 201727 okunma
430 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.