İslam;
Şahısların, cemaatlerin, tarikatların, siyasetlerin, diyanetlerin, ilahiyatların temsil edeceği bir din değildir. Dinin baki hakikatleri, fani şahsiyetler/ kurumlar /gruplar üzerine bina edilemez. İslam, ancak güzel ahlakla temsil edilir. Her ne surette olursa olsun herhangi bir isim-sıfat altında kişi veya kişiler mutlaklaştırılamaz. Peygamberler hariç hiç kimseye ismet veya masumiyet atfedilmez.
Sayfa 89
Ama edebiyat sadece kaybolmak isteyenlere açmaktadır kapısını. Kaybolma dersleri almak isteyenlerin kaydını almaktadır. Ne adres kaydı, ne çek defteri, ne siyasetten nüfuzlu bir isim istemektedir. Üzerine biraz gece, biraz kırgınlık, çolpalık ve hakkaniyet duygusu bulaşmış herkese yer vardır orada. Hem daim kazananları alkışlayan alıklar hariç.
Sayfa 25 - Atakan Yavuz-Kaybolma DersleriKitabı okudu
Reklam
İslam;
Şahısların, cemaatlerin, tarikatların, siyasetlerin, diyanetlerin, ilahiyatların temsil edeceği bir din değildir. Dinin baki hakikatleri, fani şahsiyetler/ kurumlar /gruplar üzerine bina edilemez. İslam, ancak güzel ahlakla temsil edilir. Her ne surette olursa olsun herhangi bir isim-sıfat altında kişi veya kişiler mutlaklaştırılamaz. Peygamberler hariç hiç kimseye ismet veya masumiyet atfedilmez.
Atatürk ve Yunan Askeri
... Çok zeki bir genç olan Mustafa Kemal’in Rumeli coğrafyasını, savaştığı Kuzey Afrika’yı ve daha Balkan Savaşı sırasında ileride mevki kumandanlarından biri olacağı Gelibolu Yarımadası’nı çok iyi öğrendiği malumdur. İnternetten de izleyebileceğiniz, Yunanistan’daki 1970’lere ait bir TV programında bu özelliğini tespit mümkün oluyor. Sunucu
Sayfa 417Kitabı okudu
Sandalyenin yapımında herhangi bir ağaç kullanılmış olabilir, ama çam olmaz; çünkü zamanında ta Hindistan'a kadar giden gemilerin inşasında kullanılan bu ağaç günümüzde alelade bir malzeme olarak görülür; kiraz ağacı da olmaz; çünkü kolay bükülür; incir ağacı hiç olmaz; çünkü sıcak yaz günlerinde hain incir ağaçlarına çıkanlar dalın ucunda güzelim inciri görünce, biraz daha uzanayım derken kendilerini yerde bulurlar; kusurlarını saydığımız bu ağaçlar ve kusursuzluğu dolayısıyla sandalyemize uymayacak, tahtakurularının diş geçiremediği sertlikte olsa da fazlaca ağır ve sağlam olduğundan devrilen sandalyemize ters gelen kateşu akasyası, namı diğer demirağacı haricinde herhangi bir ağaç kullanılmış olabilir. Hariç tutulması gereken bir diğer ağaç da abanozdur ki ona da kimi yörelerde demirağacı denir; fakat eşanlamlı veya eşanlamlı sanılan sözcükler kullanmanın kimseye faydası olmadığını zaten biraz önce açıklamıştık. Botanikçilerle alıp veremediğimiz olmasa da farklı insanlar aynı nesneye farklı isimler verince işte yer gök böyle açıklamayla doluyor. Demirağacına isim veren kişinin ağacın ağırlığını en az bir kez sırtında hissettiğine bahse girerim. Bahse girersem de kazanırım.
"Hiçbir şey bir yara kadar okunmaz değildir."
Reklam
Matem, benim işim ...
Ötekilerin acıları bize, izah edilebilir ya da aşılması mümkün görünür: Yeteri kadar irade, cesaret ya da zihin açıklıkları olmadığı için acı çektiklerine inanırız. Kendimizinki hariç her acı, bize meşru ya da gülünçlük derecesinde anlaşılır görünür; böyle olmasa, duygularımızın değişkenliği içinde tek sabit şey matem olurdu. Fakat yalnızca kendimizin matemini tutarız.
Kıskançlık içermeyen bir sevgi, ötekinin varolmasına izin verecektir.
"Hiçbir şey ölmeksizin yaşamaz."
Sayfa 95 - Angelus SilesiusKitabı okudu
204 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.