Okuma Grubumuza Osman Balcıgil Geliyor
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
As you know, we have had a reading group for about 9-10 months. We invited
Osman Balcıgil
Osman Balcıgil
, the author of
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki Şeytan
, one of the books to be discussed, to our meeting on September 5th at 21:00, the bestselling author of the biography book titled
Yeşil Mürekkep
Yeşil Mürekkep
, about
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
, which I also read with pleasure and curiosity. Thanks to him, he accepted our invitation. Apart from this book, the famous book of Underground Literature,
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve Kayra
, will also be discussed on the same day, right after The Devil Within Us. We welcome you to our group. To join, just send me your name, surname and phone number. Have a good read everyone.
Mekke’nin hatırlı sakinlerinden Abdülmuttalib, birkaç ay evvel evlendirdiği oğlu Abdullah’ın mürüvvetini görecekti. Ne var ki takdir-i ilahî, genç Abdullah’ın, doğacak oğlunu görmesine izin vermeyecekti. Abdülmuttalib, evlat acısıyla tutuşan yüreğini, oğlunun yadigârı olarak dünyaya gelen torunuyla soğutacak, onunla teselli bulacaktı. Abdülmuttalib güzeller güzeli torunu için akîka kurbanı olarak bir koç kesti. Herkes onun bu sevimli yetime ne ad verdiğini merak etmekteydi. Hemen sordular: “Doğumu münasebetiyle ziyafet verdiğin bu oğluna ne ad koydun?” Abdülmuttalib, “Muhammed adını verdim.” dedi. Bu, oradakilerin aşina olduğu bir isim değildi. Bu nedenle tekrar sordular Abdülmuttalib’e: “Ey Ebu’l-Hâris! Bu çocuğa neden babalarından birinin ismini değil de Muhammed adını verdin?” Şöyle cevapladı dede: “İstedim ki onu Yüce Allah göklerde, insanlar da yeryüzünde övsün!” (İbn Asâkir, Târîhu Dımaşk, III/32). Zira Allah Teala’nın kendisine ilham ettiği bu isim, “övülen, övgülere layık” manasıyla bütün hayırlı sıfatları kapsayan bir anlam taşımaktaydı.
Reklam
Mekke’nin hatırlı sakinlerinden Abdülmuttalib, birkaç ay evvel evlendirdiği oğlu Abdullah’ın mürüvvetini görecekti. Ne var ki takdir-i ilahî, genç Abdullah’ın, doğacak oğlunu görmesine izin vermeyecekti. Abdülmuttalib, evlat acısıyla tutuşan yüreğini, oğlunun yadigârı olarak dünyaya gelen torunuyla soğutacak, onunla teselli bulacaktı. Abdülmuttalib güzeller güzeli torunu için akîka kurbanı olarak bir koç kesti. Herkes onun bu sevimli yetime ne ad verdiğini merak etmekteydi. Hemen sordular: “Doğumu münasebetiyle ziyafet verdiğin bu oğluna ne ad koydun?” Abdülmuttalib, “Muhammed adını verdim.” dedi. Bu, oradakilerin aşina olduğu bir isim değildi. Bu nedenle tekrar sordular Abdülmuttalib’e: “Ey Ebu’l-Hâris! Bu çocuğa neden babalarından birinin ismini değil de Muhammed adını verdin?” Şöyle cevapladı dede: “İstedim ki onu Yüce Allah göklerde, insanlar da yeryüzünde övsün!” (İbn Asâkir, Târîhu Dımaşk, III/32). Zira Allah Teala’nın kendisine ilham ettiği bu isim, “övülen, övgülere layık” manasıyla bütün hayırlı sıfatları kapsayan bir anlam taşımaktaydı.
Ebû Mâlik el-Hâris b. Âsım el-Eş’arî’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur: Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillâh sözü, mizanı doldurur. Sübhânallâhi ve’l-hamdülillâhi ifadeleri de yerle gök arasını doldurur. Namaz, nurdur. Sadaka (samimiyete) delildir. Sabır, aydınlıktır. Kur’an, senin lehine yahut aleyhine hüccettir. Herkes sabaha çıkar ve (gün boyu yaptıklarıyla âdeta) nefsini satarak ya kazanır yahut kaybeder. (M534 Müslim, Tahâret, 1) 🌹
Hırsız var.... Patara… plajının kumlarını çaldılar.
Göz göre göre talana herkes göz yumuyordu. Bir kişi hariç… Namuslu bir orman muhafaza memuru, sessiz kalmadı, hırsızlığı yargıya taşımak üzere zabıt tuttu. Akp'nin Kaş ilçe yöneticisi müdahale etti, sakın zabıt tutma, biz bölge müdürünü aradık, sen burnunu sokma dedi. Orman muhafaza memuru kabul etmedi, “değil bölge müdürü, cumhurbaşkanı
İster doğuya git, ister batıya git Hiçbir yerde gerçek ilim bulamayacaksın Biz Ehl-i Beyt'ten gelen ilimden hariç Hz.Muhammed Bakır (as).
768 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.