Spoiler içerebilir Ahmet ümit in okuduğum ilk kitabı. Ne kadar da akıcı bir dili varmış. 412 sayfalık kitapta sadece sıkılarak okuduğum 3 sayfalık nevzat baskomiserin rüyasının anlatıldığı kısım. Belkide kitabın son kısmını biran önce okumak isteğimden kaynaklanmıştır bu sıkılmam...
Kitabın başından itibaren her şüpheliye ''katil bu olabilir'' dedim. Fakat sonra öyle bir isim çıktı ki karşıma o isimden sonra da kimseden şüphelenmedim. Nitekim de katil o kişiymiş. Bazı polisiye romanlar vardır ya katili anlarsınız direk, o yüzden kitap heyecanını yitirir..Bu kitapta ise tam tersi oldu. Yazar olay örgüsünü öyle güzel kurgulamış ki, okurun merakını en yüksek seviyede tutuyor. Kitapta heyecanın azaldığı ya da biraz olsun durulduğu bir sayfa dahi yoktu.( Başta da söylediğim gibi rüya kısmı haric) Ahmet ümit in kalemi ile tanıştığıma memnunum. Bundan sonrada diğer kitaplarını da okumaya çalışacağım. Gerçekten zevk alarak okuduğum bir kitapti
Okuduğum ilk biyografi kitabı. Barış Manço’yu benim gibi çok seviyorsanız okumanızı tavsiye edebilirim. Kitap kısa bir aile geçmişi verildikten sonra Barış Manço’nun müzikle yoğun olarak ilgilenmeye başladığı Galatasaray Lisesi yıllarıyla müzikle sarmaş dolaş olan ilişkisini, müzik ve müziğinin felsefesini vefatına kadar anlatıyor.
Halk ona neden modern Evliya Çelebi, kültür elçisi, modern halk ozanı gibi tanımlar yakıştırılıyor. Hepsini kitabı okuma sürecinde anlayarak öğreniyorsunuz.
Döneminin kıymetli sanatçılarının aksine( kitapta sık geçen bir kaç isim hariç) 7’den 77’ye toplumun her kesiminin severek dinlediği besteleri nasıl yapıyor, neyden ilham alıyor?
Bir gün seyyar sebze satıcısının sesini duyar ve meşhur bestelerinden birini yapar, bir köy gezisinde köylü amcanın birinin tütün içen arkadaşında “acıh da bağa vir” dediğini duyar gülümser ve yine meşhur bestelerinden birini yapar. Bunun gibi birçok değerli bilgi…
Müzikleri güldürmüş, eğlendirmiş, düşündürmüş, ağlatmış. Çeşitli hastalıklar geçirmiş, sanki O hastalanmamış da herkes evladı, anası, babası hastalanmış gibi üzülmüş. O başarılı olmuş herkes alkışlamış, çok sevilmiş, can bedenden çıkmış memlekete hüzün çökmüş, neredeyse vefatından çeyrek asra yakın zaman geçmiş hala özlemle anılıyor. Peki ne yaptı da tüm bunları başardı…
Kitap bu ve benzeri soruların cevaplarıyla dolu. Biyografi okumayı ve Barış Manço’yu seviyorsanız okumanız dileğiyle…
Ne denli güzel bir kitap okuduğumu ifade edebileceğim kelimeleri seçebilmek üzere bilgisayar başına oturdum, umarım başarabilirim. Öncelikle bu kitabı uzun zamandır beklettiğim için oldukça pişman olduğumu söylemeliyim. #birkutukitap ile gelmişti ve ben bir gün okurum diye kaldırmıştım. O gün bu haftalara denk geldi. İyi ki de geldi. Kitapta
Son kısmı hariç metro da 2-3 sayfa okuya okuya 2 ay sonunda bitirdiğim kitap. Son kısmını metroda okumak zaten tüm heyecanı öldürürdü. kitabı benim gözümde büyüten de bu son kısmındaki kurgu oldu, kısacası son zamanlarda gördüğüm en sürükleyici kurguydu (bir gün öncesinden izlediğim filmde de aynı şeyi düşünmem, bu duyguyu en az 1 yıldır
İslam; şahısların, cemaatlerin, tarikatların, siyasetlerin, diyanetlerin, ilahiyatların temsil edeceği bir din değildir. Dinin baki hakikatleri, fani şahsiyetler/kurumlar/gruplar üzerine bina edilemez. İslam, ancak güzel ahlakla temsil edilir. Her ne surette olursa olsun, herhangi bir isim/sıfat altında, kişi veya kişiler mutlaklaştırılamaz.
- Öyleyse «dilin kıyısında» şu anlama geliyor: «dil gibi kıyıda,» aynı ve ikili bir hareket içinde, hem geri çekiliş [derobement] hem de taşma [debor-dement].
İsmini değiştirme eylemi, Avustralya'ya has bir durum. Çalışmaya katılan gençlerin ikisi hariç hepsinin İngilizce isimli aldığı ve kullandığı ortaya çıkıyor. Yeni isim alanların yaptığı tek bir yorum var: "Avustralya'da yaşıyoruz ve bizim iki kimliğimiz var, ikinci kimlik hakkımızı kullanıyoruz!" Ancak gençler özellikle Başat
Sekülerleşmenin 3 önemli sebebi;
1.Bilimsel gelişmeler
2.Endüstriyel Kapitalizm
3.Kentleşme
Kırsalda daha sık ‘Kimlerdensin ‘ sorusuyla karşılaşırız. zira kişinin güvenilir olup olmadığı , aynı camiaya ait olunup olunmadığı bilinecek ona göre sınırlar belirlenecek . Onun yerine hangi mesleğe sahip olduğun , tahsil durumu ve tuttuğu takım
Kapitalizm Eleştirisi Üzerine Söylenebilecek Birçok Şeyden Sadece Birkaçı-1000 İnek
“Hırs bir sandalın yelkenini şişiren rüzgâra benzer, fazlası gemiyi batırır, azı da gemiyi olduğu yerde tutar.” Voltaire
“Bir varmış bir yokmuş, çiftliğin birinde üç ineğiyle mutlu mesut yaşayan bir çiftçi varmış” tadında bir hikaye ile haşır neşir olacağız.
1
45yılda yazdığım tüm kitaplar içinde toplam sayı neredeyse 100, tolmak üzerine hep en sevdiğimdi 5
Bug uzun dönemli terapi dediğimizde en fazla 1kaç ayvy hafta kastediliyor 10
Şimdi hemen hkes eklektik, pragmatik oldu; oda değilse 1takım ideolojilere 1araya getirip bütünleştirici çalıştıklarını söylüyorlar 11
Modelleme, katarsis, empatik tepki,