Hiç beyzbol oynanmadığı halde, dünyada en çok beyzbol sopası satılan dördüncü ülke, Türkiye’dir. Buna mukabil, aynı Türkiye’de beyzbol topu ve beyzbol eldiveni satışı, sıfırdır.
Gözünüzün önünde olan biteni seyrediyorsunuz, seyrediyorsunuz, seyrediyorsunuz, hiç mi rol üstlenmeyeceksiniz, ömrünüzün sonuna kadar hep böyle ''figüran'' olarak mı yaşayacaksınız?
Yalnızlığı öğretir insana, insansızlık.
beni gördüğünde bakışları ürkek ve tedirgindi, kaçamak tebessüm yüzünde belirdi, ne yapacağını kestiremedi, selam vermek zorunda hissetti ama, önce etrafı inceledi, kimsenin fark etmemesini diledi, kararsızca birkaç adım önde ilerledi, usulca ''merhaba'' dedi sanırım, hayatından bir on yıl yedi!
diyanet’ten sorumlu devlet bakanı’nın adı Bekir...
Samsun Müftüsü diyor ki, Bekir deve yavrusu’dur!
Başka ne diyor?
Çocuğunuza Sanem adı koymayın, put demektir. Aleyna
koymayın, bela demektir. Kezban, yalancı demektir. Melis,
şişman demektir. Jülide, perişan’dır. Gülsüm, zavallı’dır. Mikailîsrafıl,
mekruhtur. Samet, sakıncalı. Rumeysa, gözü çapaklı
kadın. Alara-îlayda gayrimüslim. İrem desen, sahte cennet’tir.
Sanırsın, Türk dil kurumu başkanı’dır mübarek.
Halbuki...
Geçenlerde “Ben Veysel Karani’yim” diyen uyanığın biri,
aralarında hâkimlerin, avukatların, öğretmenlerin de bulunduğu
kerizlere, cennet’ten tapu satarak, altı milyon lira tokatladı.
Eyüp Sultan’ım deseydi...
Rahat 16 milyon götürürdü.