Bir ismin bazen bütün hikaye unutulsa da kalbe batması, kiminin bir isimden ibaret kalması, kiminden geriye bir isim bile kalmaması. Bütün bunlar ismin taşıdığı hikmettendi, isimle varlık arasındaki ölümcül beyandandı. Namazın farzıydı kıraat, kıraat da kelimelerdi. “Esirgeyen ve bağışlayanın adıyla” her işin başı da bir isim değil miydi?