Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hem kitaplarla dolu bir kütüphanede sabahlamaktan daha tatlı olabilir miydi bir başka şey?
# onuncu mektup #
Dün bir şiir daha yazdım senin için. Önce tuttum karşıma oturttum seni, konuşturdum, güldürdüm, ağlattım. Her halin hoşuma gidiyordu. Kadındın, ama önce insandın. Güzeldin, ama önce iyiydin. Elbette seni yazacaktım, senin için yazacaktım. Bana < çok yazıyorsun > diyorlar. Bir insana < sen çok yaşıyorsun, öl artık > denir mi? Benim
Reklam
131 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkumdurlar." Victor Hugo 1829 yılında yayımladığı Bir İdam Mahkumunun Son Günü adlı romanıyla idam cezasına taviz vermez bir tavırla karşı çıkmıştır. Fransa'daki son idam mahkûmu Hamida Djandoubi'dir ve 10 Eylül 1977'de cezası infaz edilmiştir. Fransa'da idam cezası 1981 yılında kaldırıldı. Victor Hugo 1800'lü yıllarda sokakta yürürken şahit olduğu bir idamdan etkilenip bu eserini yazıyor. Kitap Fransada idamların ceza almaktan çıkmasını, insanların çerez gibi geotinden geçirildiği bir dönemi anlatiyor. Uzun bir önsöz ile başlıyor, bu önsözde dönemin zihniyeti bize çok güzel aktarılıyor-okumadan gecmeyin derim- önsözden sonra bir komedi yer alıyor. Bu bölümde de kitabın ilk çıktığı dönemdeki halkın tepkisini okuyoruz. Kitap ilk olarak isimsiz basılıyor ve bunun nedenini komedide açık bir şekilde görüyoruz. Kitap idam cezasına çarptırılmış isimsiz bir karakterin hapishanedeki son altı ayını anlatıyor. Karakterin günden güne bozulan psikolojisi.Dili oldukça güzel ve akıcıydı. Zaman zaman yazarla örtüşmeyen fikirlerim olsa da kitabın beni etkilediğini söylemeden geçemem. Özellikle halkın idama olan tutumu kan dondurucuydu. İdam konusunu derinlemesine düşünmeme sebep oldu. Kitaba şans vermenizi öneririm.
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023121bin okunma
İsimsiz Bir Ağaçtan Diledim Tüm Özürlerimi
Ben o gece ağacın biriyle sızana kadar konuştum Hiçbiriniz orada değildiniz olsaydınız sizinle konuşurdum Bahane üretmeyin sakın yoktunuz işte hiçbiriniz Bir tek ağaç vardı yanımda onunla sızana kadar konuştum Ben o gece ağaca anlattıklarımın tamamını hatırlamıyorum Belli bir yerden sonra sızdım bir kısmını hatırlıyorum Yıldızlar çok güzeldi mesela onu hatırlıyorum Tişörtüm sırılsıklamdı çok ağlamıştım hatırlıyorum Kendimi asacak bir dal beğenmeye çalışmıştım hatırlıyorum Çok içmiştim çok utanıyordum çok yalnızdım hatırlıyorum Onu çok özlemiştim dün gibi hatırlıyorum Ben o gece ağacın tekinden bütün özürlerimi diledim Hiçbiriniz orada değildiniz olsaydınız sizden dilerdim Yandığından çok yaktığım can için özür dilerdim Bütün öfkelerimden özür dilerdim bütün bağırmalarımdan İtmelerimden özür dilerdim çekip gitmelerimden Gidememelerimden özür dilerdim gider gibi olup dönmelerimden O orada olsaydı sabaha kadar özür dilerdim Yoktu, yalnız ağaç vardı onunla sızana kadar konuştum Ben o gece o ağaçtan bütün özürlerimi diledim! Ben o gece ağacın tekiyle ağaç olmak istemiştim Kediyle kedi olmak istemiştim çimenle çimen olmak Şişeyle şişe olmak istemiştim neysem onun dışında herşey Kaybolmak istemiştim tabiat izin vermedi Ben o gece bütün bunları gerekçeleriyle açıklamıştım İsimsiz bir ağaçla sızana kadar konuşmuştum... Ali lidar🌸
Ben şimdiki zamanın bir özlemiyim, isimsiz, fazlasıyla uzamış, anlaşılamamış.
Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.
Reklam
Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.
Sayfa 348Kitabı okudu
Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.
Şimdi, şu anda Kaçsak burdan başı alıp nere gideriz? Bilmeden hiç yol iz, boş verip ne varsa Kitli kapılar açılsa Uçsak birden, başı alıp nere gideriz? Süzülüp isimsiz üzüm bağlarında Kanadımız kırılmadan hiç
Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.