Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cücegazuv’un büyük diyarı ve şehri. Ezgisi
Dünya gençti, yemyeşildi dağlar Lekelenmemişti Ay’ın yüzü daha Ne derelere isim konmuştu, ne taşlara Durin uyanıp tek başına dolaşttğıdaa. isimsiz tepelerle vadilere isimler verdi; Henüz tadılmamış kuyulardan su içti; Eğilip baktığıma Aynagöl’e Gördü başının gölgesi üzerinde Yıldızlardan yapılmış bir tacın belirdiğini Sanki gümüş bir ipe dizilmiş mücevherler gibi. Dünya saftı, dağlar yüce mi yüce; 0 eski günlerde, çok daha önce Devrilişinden Nargothrond’un yüce kralının Ve göçmesinden Gondolin’in Batı Denizlerinin ötesine, Saftı DünyaDurin’in Günlerinde. Bir Kral’dı o, oymalı tahtında Sütunlarla dolu salonlarında Gümüş zemin, altın çatı Güç riinleriyle örtülüydü kapı. Güneş, yıldız ve ay ışığı Doldururdu billur lambaları, Ne bulut örter ne de gölgelerdi gece Pmldardı sonsuza dek zarafetle. Oradadöverdi çekiçler örsü, Hakkâk yazardı, yontardı keski; Orada dövülürdü kılıç, bağlanırdı kabzası, Kazıcı kazar, örerdi duvarcı. Orada beril, solgun opal, inci Ve metal işlenirdi balık pulları gibi, Kalkanlar, zırhlar, baltalar, kılıçlar Yığınlaydı parıl parıl parlayan mızraklar. Yorulmazdı o zamanlar Durin ‘in halkı; Dağların altında müzik uyanırdı: Harpçılar harp çalar, okurdu ozanlar Kapılarda durmadan öterdi borazanlar. Dağlar yaşlı, dünya kül rengi, Demirhanenin ateşi küllenmiş buz gibi; Çalman harp, düşen çekiç yok artık: Durin’in salonlarında tek yaşayan karanlık; Bir gölge uzamyorşimdilerde Moria, Khazad-dûm’daki mezarı üzerinde Ama batmış yıldızlar görünüyor hâlâ Karanlık ve rüzgârsız Aynagöl sularında; Tacı orada, derin sularda yatar Durin tekrar uykusundan uyamncaya kadar.
Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde... biz en iyisi bu fon eşliğinde biraz kitap okuyalım, iyi geliyor inan çok iyi geliyor... Neden? diye düşündüm neden korkuyorum?. tam atlatmışken? gözlerimin içi terliyor sanki. uzun bir süredir yaşamanın dışında kaldım, ev içinde, kalabalıktan uzakta.. o yüzdendir. ya da kitabın etkisidir, ne bileyim bastıran kardır, gördüğüm düştür... bir nedeni olmalı... nedense aklıma hep ölüm geliyor. böyle ne kırık, ne de anlaşılamamış gitmek istemiyorum Vera...
Reklam
Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.
Memleketimizde Erzurum’dan, İzmir’e kadar kanlı bir yol vardır. Orada ölenlerin her biri isimsiz ve memleketlerini esirlikten kurtarıp hür ve müstakil bir yurt yaratmak için canlarını vermişlerdir. Onlardan biri olmak ve o yolda can vermek benim için daima kâfi bir mükâfattı.
Gloin divanda oluş sebebi
“Halkımızın üzerine,” dedi Gloin, “bir huzursuzluk gölgesi düşeli çok yıllar oluyor. Bunun nereden geldiğini ilk başta fark edemedik. Kıyıda köşede fısıldaşmalar başladı: Bizim dar bir yere sıkıştp kaldığımız, daha geniş bir dünyada daha büyük zenginlikler ve ihtişam bulacağımız söyleniyordu. Bazılan kendi dilimizde Khazad-dûm dediğimiz,
Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.
Reklam
“Siz kimsiniz Efendim?”
“Hı, ne?” dedi Tom doğrularak ve gözleri kasvetin içinden parıldayarak. “Daha benim adımı öğrenmedin mi? Tek cevap o. Sen bana söyle, sen kimsin, böyle tek başına sen olarak, isimsiz? Ama sen gençsin, ben ise yaşlıyım. Ben neyim biliyor musun, en yaşlı olanım. Lafıma mim koyun dostlarım: Tom, nehir ile ağaçlar henüz yokken buradaydı; Tom ilk yağmur damlasıyla ilk meşe palamudunu hatırlıyor. O Büyük Ahali’den önce patikalar açtı ve Küçük Aha-li’nin gelişini gördü. O, Krallardan, mezarlardan ve Höyüklü Kişiler’den önce de buradaydı. Denizler egrilmeden elfler batıya geçtiklerinde, Tom çoktan burada vardı. Yıldızlar altındaki karanlığı, korkunun bilinmediği zamanları gördü o - Karanlıklar Efendisi Dışarı‘dan gelmeden önceki zamanları.”
Şu küçücük dünya da herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.
Dışsal bilincin ötesinde, isimsiz, kimliksiz, tanımsız iki ayrı varlık, buluşmuş ve birbirimizi tanımıştık, ellerimiz kenetlenmişti.
Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.