Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kendisine yapılan şey ne olursa olsun, bir Peygambere yol kesip, savunmasız ticaret kervanlarına saldırıp mallarına el koymak, üstelik bu işi yaparken cana kıymak, yakaladıklarına dayak attırıp işkence yaptırmak yakışır mı? Sıradan bir insan, bir kral, bir kabile reisi, bir eşkıya bunu yapabilir. Ama söz konusu olan kişi Peygamberlik iddiasındaki bir adam O günkü cahiliye Arap ahlakına ve erdem anlayışına bile sığmayan bir tutumla bunu yapıyor. Haram ayları bile ihlal ediyor. Eğer bunu intikam hissiyle yapıyorsa bir Peygambere intikamcılık yakışır mı? Eğer bunu adalet için yapıyorsa adaleti sağlamanın yolu haramilerin yaptığı gibi yol kesmek midir? Eğer yakışır, biz inandığımız Peygambere bunu yakıştırıyoruz diyorsanız ben de diyorum ki benim vicdanım ve aklım böyle bir Peygamberlik anlayışını onaylamıyor. Sizin bunu onaylayan mantığınızı da onaylamıyor. Ben böyle bir peygamberi kabul edemiyorum."
Sayfa 209 - e-bookKitabı okuyor
Dünya cehennem olduğu için, insanlar bir yandan işkence görmüş ruhlar, bir yandan da onun içerisinde ki şeytanlardır.
Reklam
En büyük, en korkunç itiraf, bir işkence altında yapılan itiraf değildir, insanın kendi kendine, artık dayanamayıp yaptığı itiraftır
Hatıralarının en güzelleri, en eskileriydi. Çocukluğunun ilk seneleri, oldukça hoş geçmişti. Ondan sonra acılar, ümitsizlikler, isyanlarla dolu bir işkence devresi başlıyordu.
bir roman yazmadan önce her kahraman için bir defter açan Zola gibi ya da ince bir kitap için kütüphaneleri karıştıran Flaubert gibi hayatı gözlemlemeyi artık bırakmıştır. Balzac kendisininkinin dışında duran dünyaya nadiren geri dönmüştür, o kendi sanrılarının içine kapanmıştı; bir hapishaneye kapanır gibi, bir işkence koltuğuna oturur gibi çalışma koltuğuna çakılıp kalmıştı ve kısa süreler için...
'' Nereden biliyorsun? diye çıkıştım. Ölü gibiyim zaten! Hayat mı bu be! Sonsuz bir işkence. Böyle yaşayacağıma cehennemde yanmayı tercih ederim.''
Reklam
Yunanlılar tarafından öldürülen Türklerin sayısı binleri geçmektedir. Bunların çoğu, işkence yapılmak suretiyle öldürülmüşlerdir. Bunlardan mezarları kendilerine kazdırıldıktan sonra süngülenerek veya kurşunla vurularak öldürülenler olduğu gibi petrole bulanarak yakılanlar, topuzla başlarına vurularak öldürülenler de vardır. Bazı köylerde halkı camilerde toplayan Yunan askerleri camileri, içindekilerle birlikte yakmışlardır. Sırığa geçirdikleri körpe çocukları sokaklarda gezdirdikleri görülmüştür.
Sayfa 64 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okuyor
Kendimi sevemiyorum eskisi kadar. Gerçi eskiden de sevmezdim ya neyse. En ufak bir olayda tüm suçları üzerime atarım. Her şeyin müsebbibi şu zalim nefsimdir derim. Hiçbir insana yapmayacağım eziyeti kendime öyle kolay yaparım ki şaşar kalırım çoğu zaman. İnsan hayatta elbette hatalarını görmeli. Ama eziyet etmemeli kendine. Yerden yere vurup saatlerce işkence etmemeli kalbine. Öyle, öyle de işte yapması kolay olmuyor dile dökmesi kadar. Aşamıyorum kendimi. Sanki benim hayatta hiç hata payım yokmuş, ben hiç yanlış yapamazmışım gibi yaşıyorum. Halbuki öyle bir imkan yok biliyorum. Nefes almak kadar tabii bir şey insanoğlunun hata yapışı. Ben beşerim aldanırım elbette. Dikenli yolları gül dolu zanneder koşarım ta ki ayağıma batıp acısını hissedene kadar. Sonra Rabbime sığınırım beni aldanacağım yolların sokağına bile uğratmasın diye. 05.05.24 pazar 22.03
"Nasıl olur da bu kadar beşerî, bu kadar merhamet ve iyilikle dolu bir dinden Hacı Fettah Efendi o kadar kâbusa benzeyen bir azâb ve işkence çıkarıyordu." Din yobazlık değildir, dini gereğince yaşamamak ve yansıtmamak yobazlıktır.
·
Puan vermedi
#haftanınkitabı
“Bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz." Mirko Czentovic ve Dr. B. New York'tan Buenos Aires'e gitmekte olan bir yolcu gemisinde hiç ortak özellikleri olmamasına rağmen yolları kesişen iki yolcudurlar.Czentovic,
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,1bin okunma
Reklam
Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter!
Malcolm X
Malcolm X
Geçmişte ve bugünde bir fikri savunup davası uğruna susmayan, baş gösteren kim varsa; öldürüldü veya bir şekilde susturuldu. Dünyanın her yerinde, düşünen insanlar üzerinde hukuk ya da kanun; asıl suç sayılan olaylara nazaran, müebbet hapisten tutun da işkence ve idama kadar olan sert cezalar şeklinde uygulanmıştır. Örneğin, bir adamı öldürmek suçtur ve ceza uygulanır, ancak bu suç bireyselde kalır ve kitleleri harekete geçirecek etkiye sahip değildir. Fakat aslında suç bile olmayan düşünmek eylemi, devrim yaratacak etkiye sahiptir. İşte bu nedenle düşünen, bir davayı savunan insanlar; birileri tarafından bir şekilde yok edilir… “ Sürüden ayrılanı kurt kapar “ felsefesine aykırı davranıp aslında yoksun bırakıldıkları otlağa doğru koşan koyunu; bazen kurt kapmaz, sürüyü yoldan çıkarma riskine karşılık çoban başını ezer…(!) Şenay Aydemir
Beni, kendine işkence etmeye gelmiş sanıyordu. Çünkü o güne kadar insanlardan başka muamele görmemişti. Bu dertli eşeğe baktım, baktım: “Allah’ım,” dedim, “Ya bu zayıf sefillere kuvvet ver yahut kuvvetlilere merhamet...
Herkes için barış ve huzur havarisi, kendi çocukları için işkence ve şiddet yanlısı...
Sayfa 465 - Doğan KitapKitabı okudu
"Zeki bir insana en büyük işkence, cahillerin tercih ettiği düzende yaşamaktır."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.