"Sen aşk işini kolay sanırsın zahir?"
"Hayır, kolay sanmam; bilakis o bir ateştir; yakar, yandırır.Ama nefsi de kirlerinden arıtır.Sevgili lehine nefsinden arınmayan âşık elbette yalancı kalır!Turfanda üzümün tadı ekşidir; tatlılaşması için güneş altında sabırla beklemesi gerekir."
Bilginin bir dedikodu kıskacı olduğuna, her ne var ise aşkta var olduğuna, zihnin önünde kalbin durduğuna, gönlün akla galip geldiğine tanıklık ederken daha iyi görebiliyor, anlıyor ve yine susuyordum. Israrla susuyordum.
Yüreklerin Allah'ın elinde olduğunu bilerek susuyordum
"Dilimizdeki "sabrımız taşıyor, sabrı taştı, sabrımı taşırma, vb." deyimlerin menşei budur.
Tahammül sınırlarının zorlandığı anlarda ağzımızdan dökülen bu sözün eskiden ciddî bir yaptırımı varmış ve ulu orta değil, nadiren söylenir; ama söylenince de ardında durulurmuş vesselam!.."