Gabrielle hayatında gördüğü erotik rüyaları tek elinin parmaklarıyla sayabilirdi ama bugüne kadar böylesine ateşli - ve gerçekçi - bir tutku ziyafeti yaşadığını hatırlamıyordu. Üstelik bu ziyafetinin başkahramanı, hayali Lucan Thorne’du. Erkeğin nefesi gecenin içinden gelen bir esinti gibi, yatak odasının açık penceresinden içeriye girerek teninde dolaşmıştı. Volkanik bir kayanın siyahlığında olan saçları, yatağının üzerindeki tavandan gökyüzüne açılan pencereyi sarmalamış, gümüşi gözleriyle ay ışığının solgun parlaklığında gecesini aydınlatmıştı. Elleri ipekten bağlar oluşturmuş, el ve ayak bileklerine dolanıp, vücudunu erkeğe sunarken onu sımsıkı tutmuşlardı. Ağzı, saf kordan oluşmuş bir ateş gibi vücudunun her milimetresini dağlamış, onu görünmeyen bir alev gibi sarmıştı. Rüyasında ona yasemin diye seslenmiş ve bu kelimenin yumuşakça fısıldanması, ıslak etinin üzerinde titreşmiş ve erkeğin sıcak nefesi, bacaklarının arasını harekete geçirmişti.
Sayfa 61
Genç kadın derin bir iç çekmeyle ona sokuldu. “Geri geleceğini biliyordum.” “Biliyor muydun?” “Hım m -hım m .” Genzinden gelen bu mırıldanma, bo­ğuk ve erotikti. Aklı rüyalarının ağına takılı kalmıştı, gözleriyse hâlâ kapalıydı. “Geri gelmeni istedim.” Bu sözler üzerine Lucan gülümseyerek parmaklarını genç kadının kaşlarının üzerinde
Sayfa 57
Reklam
Islak kaldırımlarda adını tekrarlayarak yürüyeceğim , her geçene seni soracağım. Beni deli sanacaklar , tuhaf tuhaf bakacaklar yüzüme. Seni arayışımın nedenini kimse anlamayacak. Bilmiyorlar ki ben sensiz yapamam. Bulduğum tek şeysin yeryüzünde. Güzel olan , iyi olan , eşsiz olan tek şeysin.
Sayfa 231 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Özgürlük , ıslak orman kokuyordu .
Hafif bir meltem ıslak toprağın , mantarların , yosunların tatlı kokusunu burnuna getirdi ve bir an tadını çıkarmak için gözlerini kapattı .
Günler, durmak bilmeyen köhne bir atlıkarıncanın için­ de nefes almaya çalışarak geçiyor. Dünya dönüyor, kuşlar ötü­yor, ağaçlar çiçekleniyor, çocuklar sokaklarda neşeyle koşturu­yor, fırınlardan ekmek, topraktan ıslak çimen kokusu yayılıyor, ama ben yokluğundan başka hiçbir şeyin farkına varamıyorum. Yokluğun, var olan her şeyin içine doluyor. Sonra ga­riptir, var olan her şey yokluğunun şeklini alıyor.
Sayfa 107 - pamuk babaannem'e
Olağanüstü bir şeyler olsa gerek, zavallı, evsiz barksız, kimsesiz çocuk!” “Konuşmasına bakılırsa cahil bir kız değil. Hem sözleri, hem de konuşması pek kibardı. Sırtından çıkan giysiler de, çamurlu, ıslak olmasına karşın, az giyilmiş, iyi şeyler.”
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.