Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fasıl 27 Ümit Etmek
Ümit etmek de, korkmak gibi, Allah teâlâ'nın uluhiyet ve azamet sıfatlarını bilmek ve düşünmekten doğar. Çünkü bu yüce sıfatlar hem korku, hem de ümit verirler. Bu sebeple, Allah teâlâ'yı hakkiyle bilenler O'ndan hem korkarlar, hem de ümit ederler. Çünkü fayda veren de, zarar veren de, sevindiren de, üzen de O'dur. Kur'ân-ı Kerim'in ifadesiyle, "Güldüren O, ağlatan O, öldüren O ve yaşatan O'dur."
Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed
Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: “Günlerinizin en faziletlisi Cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokça salât ü selâm getiriniz; zîra sizin salât ü selâmlarınız bana sunulur.” (Ebû Dâvûd,Salât 201,Vitir 26.)
Reklam
Korku, hüzün ve kabz (kalbin daralması) da do­ğurur. Ancak bu ikisi (hüzün ve kabz) bazen de aşırı neşe ve açılmanın müteakip cezalarıdır.
Dr. Toshihiko Izutsu, şöyle der: "-İslam'dan önceki Araplar arasında bulunan Allah kavramı, mahiyet itibarıyla İslam'ın Allah kavramına şaşırtacak derece yakındır. O kadar yakındır ki, Kur'an; bazen böyle doğru bir Tanrı anlayışının kâfirleri neden yeni gerçeği kabule sevketmediğine şaşar. (...) (Ayetlerin açıklamalarında) görülüyor ki, Allah, İslam'dan önceki Araplanın zihninde, 'dünyanın yaratıcısı', 'yağmuru indiren', 'yeryüzünde bulunan herşeye hayat veren varlık olarak bilinmektedir." Yalnız Kur'an'ın onlardan yakındığı tek taraf, Allah'ı göklerin ve yerin yaratıcısı bildikten sonra, yalnız O'na ibadet edebileceğini, O'ndan başkasına tapılamayacağını bilmemeleri, bu sonuca varmamalarıdır. Kur'an bunu şu cümlelerle ifade eder: 'O halde nasıl (doğrudan) döndü- rüyorlar' (Ankebūt, ayet: 63.). (Kur'an'da Allah ve Insan, çev. Doç. Dr. Süleyman Ateş, Ankara, 1975, Ilahiyat yay. s. 96.)
Hadis-i Şerif
"Ümmetime zor geleceğinden endişe etmeseydim, onlara her abdest alırken misvak kullanmalarını emrederdim "
"Ey mü'minler! Hepiniz Allah'a dönüp tevbe edi­niz. Bunu yaparsanız iflâh olursunuz."
Reklam
Şeref, izzet, yücelik; yalnız Allah katında aranır.***
“Onlar, inananları bırakıp da küfre sapanları/inkârcıları velî (dost ve idareci)ler edinirler. (Yoksa) izzeti (şerefi/onur ve yüceliği) onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz ki bütün izzet (yücelikler) Allah'a aittir.” Nisa Suresi 139.Ayet ******* Açıklama: Şeref ve yücelik ancak Allah'ın katında aranır ve O'na teslimiyetle elde edilir. Allah da o şeref ve yüceliği Resûlü'ne ve mü'minlere layık görmüştür; müşriklere, kâfirlere, münâfıklara yani İslâm'a ve müslümanlara karşı içinde sıkıntı duyan ve düşmanlık besleyenlere değil. Fakat münafıklar buna kulak vermezler, karşılığı zillet ve azap olsa bile.
Yalan bir cevap, sahte bir ilaç kadar tehlikelidir. O, iyileştirmez ancak bizim gayretimizin önüne set çeker, sahte bir inanç uyandırır.
İyilik+doğru güzel iş+teslimiyet+Lailaheillallah=O’nun dostu olmak.*******
“İyilik ederek/işi güzel ve doğru yaparak kendini, Allah'a teslim eden ve İbrahim'in 'Allah'ı birleyen dinine' uyan kimseden, din bakımından daha güzel kim vardır? Allah, İbrahim'i dost edinmiştir.” Nisa Suresi 125.Ayet
Peygamber-i zîşânımız sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem Efendimiz hazretleri, "el-İlmü hayâtü'l-İslâm: İlim, İslâm'ın canı, hayatıdır." buyurmuş; yani ilim varsa, İslâm canlıdır, güçlü kuvvetlidir; yoksa ölmüş demektir. İlim olduğu zaman İslâm şuurla uygulanır, ihlas ve samimiyetle yaşanır, iman sağlam olur, ibadetler hâlisâne yaşanır, sosyal hizmetler iyi yapılır, kötülüklerle ciddi mücadele edilir, düşmana karşı mükemmel hazırlanılır, savaşta cansiperâne çarpışılır, iman galip gelir, küfür mağlup düşer, İslâm yayılır, müslümanların yüzü güler, yeryüzüne hayır hâkim olur.
Reklam
Her daim İslam'ı hakkıyla temsil edebilmek duasıyla 🥹🌸
Sanılmasın ki, İslam'a karşı olanlar, İslam'ı gerçekten bildiği için karşı koyuyor.
Sayfa 12
"İslam'da uygun olan da budur." dedi Ali ve devam etti: -Elin herkesin eline değmeden, gözün herkesin gözünün içinde kaybolmadan; sözcüklerin, başkalarına tebessüm olmadan saklaman gerek asıl sahibine kendini. Yürek, sır dolu bir hazinedir; her gelen açamaz kilidini, açmamalı da.
Bu yazdıklarımız, İstanbul’un fatihi Sultan Mehmed gibi bir evlat isteyip İslam namına tek bir faaliyet ortaya koyamayan anne ve babalar içindir. Sadece istemek yetmiyor; eğer sadece istemek yetseydi, herkesin evladı büyük yerlerde olurdu. Herkesin evladı Mehmed, Mus’ab olurdu. İstemenin de ötesinde olmalıyız. Bizler evlatlarımızı İslam’a adayamaz isek, İstanbul’lar, İzmir’ler Fatih’siz kalacaktır.
Gazabın hâm şekli zu­lüm ve yıkım aracı iken, olgun şekli adaletin kılıcıdır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.