Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şüphesiz onların İslam'ı anlayışları bizim anlayışımız gibi değildi. Çünkü bugünkü anlayışımıza göre İslam, pratik hayatımızın dışında yerine getirmek mecburiyetinde olduğumuz bir takım ibadetler dizisinden ibarettir. Böyle olunca, insan abdest sırasında tam bir içtenlikle Allah'a dönebilir; sonra da, hayatın gereklerinden herhangi birini yerine getirmek üzere, yüzünü tekrar başka bir yöne çevirebilir. Peygamberin, sahabelerin ve onlara tabi olanların anladığı İslam'a gelince; o, nefsin bütünüyle Allah'a teslim olması demektir. Onların anladığı manada, insan bütün varlığını Allah'a yöneltmeli, düşünceleri ve pratik hayatı ilahi nizama uygun düşmeli idi. S:7
ALPARSLAN TÜRKEŞ Milliyetçilik anlayışımız, ülke ve millet bütünlüğümüzü bölücü her türlü sınıfçı, mezhepçi ve ırkçı sistemlerin amansız düşmanıdır. Türklük şuur ve gururu ile İslam ahlak ve erdemi, Milliyetçilik anlayışımızın geniş manadaki ifadesi olarak Türk milletine mal olmuştur.
Reklam
306 syf.
10/10 puan verdi
·
47 günde okudu
Kitap, sayın Onat' ın Türkiye'nin Sesi Radyosu' nda yaptığı dini programlarının kitap formatındaki halidir. Vefatından sonra basılmıştir. Din deyince, Kur'an'ı Kerim deyince hep zor anlaşılması zor mevzularmis, anlamak için bir bilene ihtiyacımız var gibi düşünüyoruz. Hasan Onat Kur'an-ı Kerim ' in hepimize geldiğini ve her bir insanın onu anlama yetisine sahip olacağını vurguluyor. Kitapta dine dair temel mevzular üzerinde durulup, yine bu konular anlaşılır bir şekilde anlatılıyor. Kitabı bitirdiğimde şöyle düşündüm: aslında herşey çok basit, karmasiklastiran, temelden sapıp detaylarda boğulan , boğulmak isteyen bizleriz.
Din Anlayışımız Üzerine Denemeler
Din Anlayışımız Üzerine DenemelerHasan Onat · Fecr Yayınları · 20232 okunma
Tarihi akış içerisinde Müslüman anne ve babalardan doğan, kendilerini Islami bir cevre içinde bulan bazı nesiller, kulaktan dolma din anlayısı ile yetinerek, inançlarını Kur'an ve sünnet tabanına oturtmak ihtiyacı hissetmemişlerdir. Böyle zamanlarda, gerçek din anlayışının yerini, birtakım batıl inançlar ve hurafeler almıştır. Öte yandan,bu çizgi içerisinde Islam'a yaklaşmak durumunda kalan kimselerde duydukları gördükleri şekilde bir din anlayışını benimsemek durumunda kalmışlardır. Böyle zamanlarda din anlayışını yeniden gözden geçirmek, mutlaka gereklidir. Aksi takdirde, yanlış anlayışlardan doğan kötü sonuçların İslam'a mal edilmesi gibi bir tehlike, kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Sürekli çalışmayı emreden bir dine inanan insanların, tembel yatabileceklerini düşünmek mümkün değildir.Ne var ki içinde yaşadığımız hayat şartlarının bazı Müslümanları tembelliğe sürüklediğini, onların da bunu fırsat bilerek iyice tembelleştiklerini görmezlikten gelemeyiz. Bu durum, biraz önce de işaret ettiğimiz gibi, Islam'a uygun olmayan bir tavırdır.
Akıldan uzak, ne insanlık ne de Müslümanlık olur. Müslüman insan, aklını en son noktasına kadar kullanmak durumunda olan bir kimsedir.
Reklam
İslam'ı iyi anlayabilmek için öncelikle nübüvvet kavramını ve Hz. Muhammed'in peygamberliğinin, Kur'an'a göre konumunu iyi bilmek gerekmektedir. Peygamberlik kavramını ve Hz. Muhammed'in peygamberliğini iyi anlayabilirsek, İslam dinini sağlıklı bir şekilde anlayabilme imkânına kavuşmuş oluruz. Hz. Peygamber'i tanımaksızın İslam'ı iyi anlayabilmek, doğrusu zordur. Hz. Peygamber'i yanlış tanıdığımız ve yanlış anladığımız zaman, dinin anlaşılması ve yaşanması, peygamberlik ve kavramı ve Hz. Muhammed'in peygamberliği doğru anlaşılamaz.
Islam'ın evrenselliği ilkesini esas alarak "Sünnet" meselesine eğildiğimiz zaman üç şey dikkatimizi çekmektedir:a) Hz. Muhammed, bir peygamber olarak vahyin gerekleri ne ise öncelikle onlara riayet etmiştir. b) Hz. Peygamber'in söz, fiil ve davranışlarında, içinde yaşadığı coğrafi çevrenin, örf, adet ve geleneklerin etkisi mevcuttur. c) Bizim gibi normal bir insan olarak hayatını sürdürmüştür.Öyleyse sünneti iki kısımda mütalaa etmek gerekecektir: Bağlayıcı olan ve olmayan.
Sayfa 197Kitabı okudu
lyiyi, güzeli doğruyu gerçekleştirme sınavı ile karşı karşıya bulunan insanoğlu, "kader"i, kendi sınırlarının dışında aramalıdır.İnsanın gücünün, kudretinin, bittiği yerde kader başlar. Ancak daha önce de ifade etmeye çalıştığımız gibi, neyin kader olup olmadığı konusunda, insanoğlunun kesin bir bilgisi yoktur.
bazı insanların, "kader"i bir sığınak olarak görmeleri, bazen Islam'a maledilmekte, İslam'ın kaderci bir din olduğu iddia edilmektedir. Islam dini, insanın insanlığını gerçekleştirebilmesi için geldiğine göre, bunun insan hürriyetini yok farz edeceğini düşünmek, Islam'a aykırı bir görüş olacaktır.
Sayfa 154Kitabı okudu
136 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.