Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
·
Puan vermedi
Ali Şeriati İslamoğlu’nun sitayişle bahsettiği ve öve öve bitiremediği Ali Şeriatî’nin MUHAMMED KİMDİR kitabına bakalım ve “İnsanın eseri o insanın kendisidir” fehvasınca, Şeriatî’yi kendi eserinden tanıyalım. Ali Şeriatî’nin bu eseri, 1988 Ankara baskılı. Basan Fecr Yayınevi. Şeriatî İranlı bir şiî. Bizde İranlılara acemler derler. Dilimizdeki
Ali
AliAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 2008210 okunma
Nitekim kadınlar kişi olarak görülebilseydi İslam geleneği, kültürü ve anlayışı da farklı şekillenirdi. Kişisel bakış ve yargılar bizim "İslam" zannettiğimiz şeyde çok etkili oldu. Bugün insanların "İslam" zannederek savunduğu birçok şey, o dönemde yaşamış olan bu erkek alimlerin kendi kısıtlı dünya görüşü ve değer yargılarıyla yorumladıkları.
Sayfa 254Kitabı okudu
Reklam
İslâm, bütün insanlığı, koyduğu iman esasları dâhilinde inanmaya dâvet eden bir "Dünya Görüşü"dür. Herkes bilir ki; bu ideolojinin üssü'l-esâsı imândır. İmanın ilk merhalesi ise, Allah'ın zât ve sıfat keyfiyetlerinin çerçevelediği mutlak varlığına inanmaktır..
Şunu net anlamamız gerek! Bunun savaşılacak, karşı korunacak, yasaklanacak, engellenecek bir tarafı kalmadı. Artık burada bizim bir alan açmamız gerekiyor. Abbasiler Döne- mi'nde bir antik Yunan görüşü geliyor. Sokrates, Platon, Aristo'nun görüşleri yayılıyor İslam coğrafyasına. Bir süre buhran oluşturuyor bu görüşlerin yayılması. Mücadele edilmeli mi, nasıl davranılmalı, onun tartışması yapılıyor. Akabinde Selçuklu Dönemi'nde İmam Gazzâlî Hazretleri geliyor. Bu görüşleri reddetmiyor. Alıyor, dönüştürüyor ve daha güzel bir hale getirip tam anlamıyla ayaklarını yere bastırıyor. Yapmamız gereken de aslında böyle bir şey. Artık sosyal medya yayılmış ve çocukların da yoğun bir şekilde kullanmaya başladığı aşamada. Dolayısıyla bizim çocukları YouTube'dan engelleyelim, uzaklaştıralım olayı bitti. Türkiye, dünyada en fazla YouTube izleyen çocuk kitlesine sahip otuz dört ülkeden biri artık. Rekorları zorluyoruz izlenme sayılarıyla. Yasaklama derdiyle başımızı daha ne kadar sorunlara karşı kuma gömmeye devam edeceğiz?
D. Mehmet Doğan: 19 Mayıs neyin bayramıdır? Bu keşif bir hayli geç yapılmıştır, ilgili kanun 1938 yılının haziranında çıkmıştır! Paşa’nın hastalığının ilerlediği devrede, bu günün resmi bayram olarak kutlandığını görmemiştir. Daha önce yazmıştık: Eğer Millî Mücadele’nin başlangıcı için Mustafa Kemal Paşa eksenli bir tarih belirlemek
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Reklam
Nihai Hedef: Allah'ın Rızası
diyelim ki, iktisadi-siyasal zeminde adil bir gelir dağılımının gerçekleştirilmesi hususu, üzerinde uzlaşma sağlanan bir konudur. her dünya görüşü, bu konuda kendine mahsus teklifini dermeyan ediyor. bu alanda islâm'ın da öngördüğü bir dizge var. üselik pratikteki gözlemlerimiz bize, islâm'ın öngördüğü dizgenin daha sağlıklı olduğunu ispat ediyor. fakat acaba bir müslümanı müslüman yapan husus, islâm'ın gerek bu alandaki, gerek diğer alanlardaki üstün düzenlemesi midir? yoksa faraza islâm bu türden düzenlemelere girmemiş bile olsaydı, müslüman gene de müslüman olmaya devam edecek miydi? soruyu şöyle de ortaya koymak mümkün: nüslüman, birtakım maddi beklentiler ve umutlar sonucu mu müslüman oluyor? yoksa Allahın rızasını kazanmanın dışında ve onun önüne geçebilecek başka hiç bir beklentiye yer vermeden mi?
478 syf.
·
Puan vermedi
Okay (1931-2017), İslam Ansiklopedisi’nin on altıncı cildinde yazdığı ‘’hatırat’’ başlıklı madde başında ilk olarak hatıratın, edebi bir kavram ve terim olduğundan ve ilk örneklerine tarihsel değeri yüksek metinlerin içerisinde bulabileceğimizden söz eder. Söz konusu metinler tarih, seyahatname, rûzname, menâkıp, tezkire, muhtıra ve mektuplardır.
İbrahim Efendi Konağı
İbrahim Efendi KonağıSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 2022748 okunma
Bugün insanların “İslam” zannederek savunduğu birçok şey, o dönemde yaşamış erkek alimlerin kendi kısıtlı dünya görüşü ve değer yargılarıyla yorumladıkları.
İyimser olmak, ümidvarlığı; ümidvarlık ise, hamleyi icab ettirir. Hiç kimse ümidvar olmadığı bir işte, hamle ve atılganlık göstermez. Şu hâlde dinamik olan hayatın da ümidvârlığa ve binnetice iyimserliğe muhtça olduğu muhakkaktır. Şu hâlde beşerî hayatta mümkün ve muhtemel olan kemâli zirveye çıkarmaya memûr "İslâm Dünya Görüşü"nün gerçekleşmesi de ümidvarlığa muhtaç demektir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.