Alghafli, Hatch ve Marks (2014) Müslüman ailelerdeki kadınların kadın hakları, evlilik birlikteliği gibi konulardaki düşüncelerini ortaya koymak amacıyla ABD'de yaşayan Müslüman çiftlerle görüşmeler yaparak araştırma gerçekleştirmiştir. Bulgulara göre İslam'ın bir yaşam biçimi olduğu, evlilik ve aile hayatında İslam'ın birleştirici güç olduğu, kadınlara yönelik muamelede İslam'ın haklar, roller ve sorumluluklar yüklediği görülmüştür. Kadın hakları tartışmalarına ilişkin bazı katılımcıların İslam'a geçtikten sonra, İslam'a geçmeden önce olduğundan daha fazla hakka sahip olduklarını hissettikleri vurgulanmıştır. Araştırmacılar bulguları Batı medyasında İslam'da kadınlara ilişkin muamelenin daha az eğitimli gruplardan gelen bilgiler üzerinden çarpıtılması, belirli bölgelerin sosyal geleneklerinden kaynaklı baskılarla İslam hukuku arasında ayrım yapılmaması üzerinden tartışmışlar; cinsiyet rolleri, İslam'da kadın gibi konularda yüzeysel açıklamaların ötesine geçilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Sonrasında benzer şekilde ABD'de yaşayan, farklı ırklara ve mezheplere sahip 25 Müslüman aile ile görüşülerek niteliksel yöntemle Essig vd. (2018) tarafından gerçekleştirilen araştırmada ABD'de ana akım medyada sunulan İslam ve Müslümanlarla ilgili algılara tamamen tezat oluşturan bulgular bulunduğu ifade edilmiştir.
Sayfa 64 - Meryem ŞahinKitabı okudu
İslam dünyasında, özellikle Orta Doğu’da kadın meselesinin ele alınışında; sömürgecilik ve oryantalist söylemin çok bariz bir şekilde hakim olduğu görülür. Genelde tüm İslam dünyasında kadın hakları ile ilgili tartışma ve uygulamaların temel belirleyicisi, söylemsel bir çerçeve oluşturan Doğu/Batı ilişkileridir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Kadın kocasından eğer, zalim veya iktidarsız veya kadının kendisinden nefret etmesi halinde ondan boşanmasını elde edici meşru haklara aynı zamanda sahiptir. Mizaç ve alışkanlıkların uyuşmazlığı, aile terbiyesi, sosyal hayat tarzı; İslam şeriatında boşanma için önemli sebepler olabilir. Bütün bu boşanma hakları, bugün bile Batı'da kadına tanınmazken Müslüman kadına İslam tarafından garanti edilmektedir. 2. Cilt
Kudüs, öncelikli hakları olsa da yalnızca Filistinlilerin değildir. Ümmetten önce onu koruması gereken kimseler olmalarına karşın sadece Arapların da değildir. Aksine Kudüs, yeryüzünün doğusunda veya batısında, kuzeyinde veya güneyinde olsun, yöneten veya yönetilen, tahsilli veya tahsilsiz, zengin veya fakir, erkek veya kadın olsun bütün Müslümanlarındır. Herkes konumu ve imkanı nispetinde kendine düşen görevi yapmakla sorumludur. O halde ey İslam Ümmeti! Bıçak kemiğe dayanmış durumda, tehlike sirenleri de Kudüs ve Mescid-i Aksa için çalışıyor, artık uyanın! Yüce Allah şöyle buyuruyor: De ki: (Yapacağınızı) yapın! Amelinizi Allah da Resûlü de müminler de görecektir. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilen Allah’a döndürüleceksiniz de O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir." (Tevbe Sûresi, 105)
Tarafların rızası yeterli şart değildir.
Imam Ebû Hanife ile Halife Mansûr arasında geçen bir diyalog bu kurala açıklık getirici niteliktedir. Musul halkının isyan etmesi üzerine, isyanı bastıran Halife Mansûr, tekrar isyan etmeleri hâlinde "mallarını ve canlarını helâl sayacağı" hususunda onları uyarmış; onlar da bunu kabul etmişlerdi. Ancak daha sonra, mevcut yönetimin baskılarına dayanamayan halk tekrar isyan edince, Halife Mansûr, isyan edenlerle savaşmak için fetva almak üzere alimleri toplar. Alimlerin arasında İmam Ebû Hanife de vardır ve söz sırası ona gelince şöyle der: "Onlar sana, kendilerine bile helal olmayan bir şeyi -kanlarını- şart koşmuşlar. Halbuki Islam Şeriatı'nda bu hak ne size, ne de onlara tanınmamıştır. Ömeğin, bir kadın kendisini herhangi bir erkeğe rızasıyla teslim etse, o kadının namusu o erkeğe helal olur mu? Yine bunun gibi, biri başkasına "gel, beni öldür" dese ve diğeri onu katletse helal ve câiz olur mu? (...) Musul halkını bırak. Onların kanını dökersen zulmetmiş olursun. Allah'ın şartı, uyulmaya, kulların şartından daha layıktır.
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanuna dair tartışmalar, son yıllarda giderek büyümektedir. Toplumun farklı kesimlerinin Sözleşme imzalandıktan ve kanuni düzenleme yürürlüğe girdikten sonra müdahil olduğu bu tartışmalar, çoğunlukla tarafların ideolojik yaklaşımlarına sahne olmaktadır. Kadın dernekleri, feminist çevreler, sol ve liberal
Reklam
602 öğeden 571 ile 580 arasındakiler gösteriliyor.