Sanırım burada belirtilmesi gereken bir diğer önemli nokta da, şahsa yönelik tartışmaların (argumentum ad hominem) bir tartışma biçimi olarak geçersizliğinin aksine, düşünceye yönelik tartışmaların geçerliliği ve kabul edilebilirliliğidir. Bu açıdan İslam öncesi Arapların ve Kitap sahiplerinin, Hz. Muhammed'in şahsını tartışma olgusu haline getirmelerinin, tartışma ahlakına uymadığı söylenebilirse de, aynı şeyin, bildirileri tartışma konusu yaptıklarında söylenemeyeceği açıktır. Çünkü normal bir zihne sahip olan insanların, yeni bir düşünce ya da yeni bir bireşimle karşılaştıklarında, onu tartışmaksızın benimsemeye yanaşmayacakları ortadadır. Ancak, tartışmanın formunu ve içeriğini tartışanların biliş düzeylerinin belirleyeceği açıktır.
Sayfa 139Kitabı okudu
Melek peygamber beklentisinin olası nedenleri
İslam öncesi Arapların, insan peygambere niçin karşı çıktıklarını, bu karşı çıkışlarını hangi temele dayandırdıklarını kestirmek oldukça güçtür. (...) Eğer durum böyleyse, Yahudilerin peygamber beklentisine ek olarak Hıristiyanlar tarafından kutsallaştırılan İsa peygamber örneğinin, İslam öncesi Arapların peygamberlik anlayışına, önemli etkiler yaptığı, zihinlerindeki peygamber modeliyle Hz. Muhammed uyuşmadığı için de onu yadsıdıkları sonucuna ulaşılabilir. Öte yandan, doğal bir biçimde, herhangi bir dışsal etki olmaksızın, Hz. Muhammed'e peygamberliği yakıştıramadıkları için onun peygamberliğini yadsımak amacıyla "melek peygamber" modeli üretilip, işi çıkmaza sokmayı arzuladıkları da söylenebilir. Ya da kimi Araplar, kudretli olan bir Tanrı'nın istemlerini, bir insanı ayrıcalıklı kılarak, onu peygamber olarak seçip muhatap alarak iletmesini Tanrı'ya yakıştıramamış olabilir.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Öyle anlaşılıyor ki, İslam öncesi Arapların bu iddiasında, Mekke döneminde ortaya konan ve dilsel üslup olarak şiiri andıran kısa, özlü ve veciz ayetlerin önemli rolü olmuştur. Bu olguyu, onların Kuran'ı, bir şiir olarak nitelendirmelerinden de çıkarsamak olasıdır. Arapların, Hz. Muhammed'e cinlenmiş ve şair demeleri arasında da ilginç bir ilişki söz konusudur. C. Huart'ın da kaydettiği gibi, onların şairlik geleneklerinde, cinlere önemli bir işlevin verildiği gözlenmektedir. Onlarca şair, kendiliğinden şiir söyleyen kişi olmaktan çok, cinlerle iletişim kurup onlardan şiir alan kişidir.
Sayfa 125Kitabı okudu
MİRAÇ GECESİ'NE HZ.MUSA MÜHRÜ
Beytü'l Makdis,özellikle Kutsal Kaya civarı,Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in Mirac hadisesi ile son derece irtibatlıdır.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in Mirac Gecesi uğramış olduğu mekânlar buralardır ve Mirac Gecesi cereyan eden hadiseler de bu mekânlarla ilişkilidir.Hz Muhammed sallallahu aleyhi
Kız çocuklarının taraftarı Zeyd b. Amr ve kurtarıcısı et-Temîmî
Barbarca bir gelenek olan kız çocuklarını diri diri gömme, çoğunlukla zannedildiği kadar olmasa da, İslam öncesi Arabistan'da oldukça yaygın bulunmaktaydı. Bunun sebepleri iki yönlüydü: kız çocukları sayısındaki bir artışın ekonomik yükümlülükleri ağırlaştıracağı korkusu ve kızların sık sık düşman kabileler tarafından esir alınmaları ve sonunda kendilerini esir alanları ailelerine ve kardeşlerine tercih etmelerinin yarattığı aşağılanma korkusu. İslam'dan önce bu geleneğe muhalif olanların önde gelenlerinden biri, Ömer b. Hattab'ın akrabası ve Muhammed'in (s) manevi habercilerinden biri olan Zeyd b. 'Amr b. Nufeyl idi (karş. Buharı, Fezailu Asbabi'n-Nebi, Abdullah b. Ömer'den rivayet): bu zat Muhammed'in (s) nübüvvetinden kısa süre önce iilmüştü (Fethu'l-Barf VII, 112). Başka bir adam, Sa'sa'ah b. Naciye et-Temimi -şair Ferazdak'ın dedesi- bu şekilde ölüme mahkum edilen kız çocuklarının kurtarıcısı olarak şöhret yaptı. O da sonra İslam'ı kabul etti. İbni Hallikan (II, 197), Sa'sa'a'nın yaklaşık otuz kızı ailelerine fidye ödemek suretiyle kurtardığını zikreder.
Sayfa 76 - İşaret Yay. 1. Baskı: İstanbul 2018
Ancak ne var ki, Musa Peygamber'in gördüğü vizyonda olduğu gibi İsa Peygamber'in de başına gelmeyenler kalmamış ve sonunda onu çarmıha germekten bile çekinmemişlerdir. "Dini Öğreti Sistemi en son halkasını tamamlamak ve dinler devrini kapatmak için gelen Muhammed Peygamberde getirdiği dini, savaşlarla kabul ettirtmek
Reklam
176 syf.
·
Not rated
·
Read in 13 hours
Yedi Askı (Muallakat-ı Seba) Şiirleri, ismini İslam öncesi dönemde haram aylarda -savaşın yasak olduğu, kutsal aylar- yapılan panayırlarda düzenlenen şiir yarışmalarında en beğenilen şiirlerin Kabe duvarına asılması rivayetinden alıyor. Kabe duvarına asılmış ya da asılmamış olsun bu şiirlerin Cahiliye Arapları tarafından çok önemsendiği
Yedi Askı Şiirleri
Yedi Askı ŞiirleriKolektif · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202050 okunma
𝘊𝘢𝘩𝘪𝘭𝘪𝘺𝘦; İslam'ın emirlerine ters düşen bütün hareketlere denir. Kur'an'a ve Sünnet'e ters düşen her şey 𝘊𝘢𝘩𝘪𝘭𝘪𝘺𝘦dir. İslam dışıdır.
Bir kimsesin, Mekke devrinin tarihini ve dini yapısını bilmesi, Mekkelilerin bütün dinlere ve dinsizliğe hoş görü ile bakmasına rağmen, İslam'a ve onun peygamberine neden düşman olduklarını anlaması hususunda kendisine yardımcı olacaktır.
Şüphesiz ki, tarih içerisinde kendisine verilen görevi yerine getirmesi bakımından insanların en büyüğü, en cesuru ve örnek alınacak şahsiyetlerinin ilki, Allah'ın Resulü Muhammed (s.a.v.)'dir.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.