Batacak gibi oluyorum bazen de. Aman, diyorum, dibi boyluyorum. Bu kadar suyun ortasında, bu kadar serinliğin , bu kadar derinliğin ortasında, minicik yer kaplayan bir keder torbası.
Sayfa 25Kitabı okudu
İlk başlarda Çiller’in RP ile koalisyon kurmasına karşı çıkan DYP milletvekilleri Yaşar Dedelek, Şinasi Altıner, Tevfik Diker ve İrfan Köksalan istifa ederek ANAP’a katılmışlardı. Refahyol Hükümeti’ne “ret” oyu veren Emre Gönansay, İsmet Sezgin, Cavit Çağlar, Köksal Toptan, Rifat Serdaroğlu, Mehmet Köstepen, Mehmet Batallı ve Refaeddin Şahin DYP’den istifa etmişlerdi. İlerleyen süreçte 26 Nisan 1997’de DYP’li Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez RP’nin cumhuriyetin temel ilkelerini benimsemediği ifade ederek Refahyol Hükümeti’nden istifa ederek Cumhurbaşkanı Demirel gibi muhalefet partilerinin lehine tutum sergilemişlerdir. Dahası istifa eden iki bakan sonradan kurulan Anasol-D Hükümeti’nde bakan olarak görev almışlardır. İstifa eden kişiler genellikle DYP eski genel başkanı ve o dönemde Cumhurbaşkanı olan Demirel’in çizgisine yakın kişilerdi.
Sayfa 98
Camdan bir kütle olarak uyanıyoruz; bedenimiz kaskatı, yorgun; ruhumuz alabildiğine tutuk, keyifsiz…
İnsanoğlunun elindeki tek iktidar duadır. İsmet Özel
Dualarda Allah’tan dünyevi isteklerde de bulunmak gayet tabii bir durumdur. Ancak asıl olan duada dünyevi maddi isteklerden çok hem bu dünya hayatında hem de ahirette hayırlı iman ve ihlâs sahibi kullardan olunmasının dilenmesi ve Allah’ın bize sunmuş olduğu sayısız nimet ve imkândan dolayı şükredilmesidir.
Dalgınlıklarımız olmasa... Küçük yorgunluklarımız... Işık gelince bastırmasa uyku...Yürüyüşleri geçiktirmesek... Özlemlerimiz ertelenmese... Geç kalmasak... Yetişemezsem ölürüm desek... Hep aynı rüyayı görsek... Başımızda şu bulut olmasa... Yüzümüzdeki bu ince leke... Yağmuru sevmesek... Fırtınadan korkmasak... Bitirmek için başlasak... Başladığımızı bitirsek... Incinmesek... Daima incitsek...
Biz, biz olabilir miydik?
Sayfa 25
Murat Bardakçı vs İsmet Özel
Mevlâna'yı ve Yunus Emre'yi diriltmeyen, Mallarmé’yi ve Valéry’yi andırmayan yepyeni bir Türk felsefe kafası doğması için pek çok şartlar müsaittir.
