5O'lerin sonuna doğru, tam da siyasal ortamın kızıştığı dönemde İsmet İnönü Sivas'a geldi.
Büyük tezahüratla karşılandı.
Paşa'nın açık havada miting yapması yasaklanmıştı. O yüzden Yalçın Sineması'nda
bir konuşma yaptı. Salon hıncahınç doluydu.
Deniz, yakın arkadaşı Aydın Çubukçu ile birlikte aralardan toplantıya sızıp Paşa'yı dinledi. Aydın, CHP'nin Sivas il başkanı, eczacı Şevket Çubukçu'nun oğluydu. İnönü Sivas'a geldiğinde hep onların evinde kalırdı.
İki kafadar, İsmet Paşa'nın elini öpmeyi kafaya koydular.
Aydın için iş kolaydı; o ne de olsa kendi evine gidecekti.
Deniz'in işi zordu; çünkü eve giden bütün yollan polis kontrol altına almış, kimseyi yaklaştırmıyordu. Deniz okulda Aydın'a, "Çıkışta beni sizin eve götür;" diye tutturdu.
Aydın ise, "Ben bile giremiyorum, seni nasıl sokayım," diyordu.
"Ben gireceğim, görürsün sen," diye iddialaştı Deniz.
Aydın eve gittiğinde Deniz'i karşısında gördü.
Paşa'nın elini öpmüş , gülümsüyordu.
12 yıl sonra Paşa, o gün elini öpen çocuğu ipten almak için
çabalayacaktı.