Yazık ki Başbakan ismet Paşa, Anayasa’nın bu apaçık
hükmüne rağmen bir süre sonra istiklal Mahkemelerine bir
cankurtaran gibi sarılanların başında geldi. Meclis kürsüsünden çok şiddetli bir cevap verdim. Fakat ne yazık ki İstiklal Savaşı'nın ileri gelenleri sayılan birçok kimse, ben de dahil olmak üzere İstiklal Mahkemelerine verildik. - Kâzım Karabekir
Sayfa 197 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
31 Martta İsmet Paşa tekrar saldırdı ve bu kez Yunanlılar geri çekilmek zorunda kaldı. 1 Nisanda tekrar ele geçirdiği Metristepe'den Mustafa Kemal'e telgraf çekti. "Düşman, binlerce ölüsüyle doldurduğu savaş meydanını silahlarımıza terk etmiştir." Mustafa Kemal unutulmaz bir yanıt verdi:
Bütün dünya tarihinde, sizin İnönü Meydan Muharebeleri'nde üzerinize yüklendiğiniz görev kadar ağır bir görev yüklenmiş komutanlar pek azdır. Milletimizin istiklâl ve varlığı, dahice idareniz altında görevlerini şerefle yapan komuta ve silah arkadaşlarınızın kalbine ve vatanseverliğine büyük bir güvenle dayanıyordu. Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs [aksi, ters) talihini de yendiniz... (S.302-303)
Sayfa 303 - Sabah YayınlarıKitabı okudu
İsmet Paşa kendisine tam bağlı olanları çok iyi tutardı; şahsî inancından ve düşüncesinden başka her fikir ve her şahıs onun nazarında bir hiç idi.
Sayfa 123Kitabı okudu
Dayak cennetten çıkma diye kabul görürse.
Bu uzatmalı Ali Onbaşılığı boşa vermediler. Şimdi benim itibarım İsmet Paşa'nın, Fevzi Paşa'nın yanında Adana Valisinden de, ordu paşasından da daha büyüktür, neden ki dersen, benim gibi dayakçı, benim gibi koca bir ülkenin bu alçak köylüsünün kemiklerini söken bir kişi bu dünyaya bir tane daha gelmemiştir."
Nüfuzu o kadar büyüktü ki bugün kendisinden laubalice bahsedenlerin , İsmet Paşa sofraya gelince ağızlarını bile açamadıkları sayısız akşamları hatırlayarak içimden gülüyorum .
En sevdiğim sözüdür
İsmet
İnönü bütün baskılara karşın bizi savaşa sokmamış. İleriki yıllarda, Demokrat Partili bir aile çocuklarım, İsmet Pasa'nın o kenti ziyaretinde dürterek bağırtıyor: "Paşa, paşa sen bizi ekmeksiz bıraktın." (Ekmek karneyle satılmıştı ikinci savaş zamanı. Benim eski nüfus kâğıdımda mührü var, saklıyorum.) İnönü küçük çocuğa bakıyor ve ünlü sözünü söylüyor:
"Ekmeksiz bıraktım ama babasız bırakmadım."
