Ağalar da, hocalar da, medreselerden yetişenlerin çoğu, Mustafa Kemal'e de, onun kurduğu Cumhuriyet'e de halktan alta düşman idiler. Ama bunu belli edemiyorlardı. Onun arkadaşı İsmet Paşa, Cumhuriyet'i biraz korumaya çalıştı. Ama sonraki yöneticiler Kemal Paşa'nın getirdiklerini birer ikişer yok etmeye başladı. Eskiden cahillik fazlaydı; şimdi daha fazla. Gittikçe artıyor.
Sayfa 40
Alıntı
"Bu tarz insanlar Batı medeniyeti nedir bilmezler. Nereden baksan, şehirli bile sayılmazlar. İşte o yüzden Menderes' e tapıyorlar," derdi hafifçe dudaklarını büzüştürerek. "O adam yüzünden ne kadar cahil cühela varsa tepemize çıktı. Halbuki hiç medeni insanla medeni olmayan bir mi? Kendilerini bizden üstün görmeye başladılar çünkü biliyorlar ki arkalarında hükümet var, koskoca devlet var. Taşradan gelip güçlü adam oldular, şimdi o gücü kaybedecekler diye ödleri kopuyor. Geldikleri yere geri dönmemek için her türlü ahlaksızlığa, vicdansızlığa göz yumar bunlar." Şahika Hanım, Mustafa Kemal Paşa'nın partisinin ı·n sadık savunucusuydu. Her ne kadar İsmet Paşa'ya biraz kırgınsa da -"Son zamanlarında Atamıza çok ayıp etti," diye sitemle bahsederdi- böyle fena bir zamanda ellbette ki onun tarafını tutacaktı. Osman Bey ise memlekette sadece istikrar istiyordu, düzen istiyordu, güçlü bir devlet istiyordu. Başvekil sayesinde başlayan inşaat furyasının hiç bitmemesini istiyordu. Uzun lafın kısası, canından çok sevdiği Menderes'in iktidarda kalmasını istiyordu .
Reklam
Eşini mesut edebilecek herkes evlenmelidir. Çoluk çocuk sahibi olmalıdır. Bana bakmayınız. Bu meselede örnek İsmet Paşa'dır. Benim hayatım başka türlü düzenlenmiştir. Buna rağmen tecrübesini yaptım. Sonradan anladım ki, bu iş benim başarabileceğim iş değilmiş.
Sayfa 195
Mahkeme sürerken Ankara'dan, kendisi de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Adalet Bakanı Hasan Dinçer,nöbetçi savcıyı aramıştı: "Hakime söyle; bu eylemciler mutlaka cezalandırılmalı!" demişti. Nöbetçi savcı duruşma sürerken salona girip hakime, bakanın mesajını iletmişti. Hakim de, "Bakan beye hürmetlerimi ilet; ben kanunları onların beline vuracağım. Hatta onları kışkırtan İsmet Paşa'nın beline vuracağım. Merak etmesin," cevabını vermişti. Genç hukuk öğrencileri, adaletin nasıl siyasetin emrine girdiğini orada gözleriyle gördü.
5O'lerin sonuna doğru, tam da siyasal ortamın kızıştığı dö­nemde İsmet İnönü Sivas'a geldi. Büyük tezahüratla karşılandı. Paşa'nın açık havada miting yapması yasaklanmıştı. O yüzden Yalçın Sineması'nda bir konuşma yaptı. Salon hıncahınç doluydu. Deniz, yakın arkadaşı Aydın Çubukçu ile birlikte aralardan toplantıya sızıp Paşa'yı dinledi. Aydın, CHP'nin Sivas il başkanı, eczacı Şevket Çubukçu'nun oğluydu. İnönü Sivas'a geldiğinde hep onların evinde kalırdı. İki kafadar, İsmet Paşa'nın elini öpmeyi kafaya koydular. Aydın için iş kolaydı; o ne de olsa kendi evine gidecekti. Deniz'in işi zordu; çünkü eve giden bütün yollan polis kontrol altına almış, kimseyi yaklaştırmıyordu. Deniz okulda Aydın'a, "Çıkışta beni sizin eve götür;" diye tutturdu. Aydın ise, "Ben bile giremiyorum, seni nasıl sokayım," diyordu. "Ben gireceğim, görürsün sen," diye iddialaştı Deniz. Aydın eve gittiğinde Deniz'i karşısında gördü. Paşa'nın elini öpmüş , gülümsüyordu. 12 yıl sonra Paşa, o gün elini öpen çocuğu ipten almak için çabalayacaktı.
616 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Asker İnönü mü diplomat İnönü mü?
"Ciddi, faal, zeki ve becerikli, yüksek fikirli, astlarına ve savaş psikolojisine hakim ve etkili, iyi bir derin görüşe ve abuk kavrayışa sahip. Kolordunun her türlü ihtiyaç geniş olarak düşünmekten ve sağlamaya çalışmaktan bir an geri durmaz ve başarılı olur. Askeri bilgisi ve kavramı güzel ve geniş; doğru,kesin ve tereddütsüz karar sahibi;
Asker İnönü
Asker İnönüAlev Coşkun · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201831 okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.