Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İsmet Paşa, Churchill’e Ne Sordu?
Kahire Konferansı sırasında Churchill'e ustalıkla, "Burada güvenlik var mı? Nasıl sağlıyorsunuz?" diye sordu. "Burada bu kadar uçak var. Bu kadar tankla korunuyor, öyle mi?" dedi. Sonra devam etti. "Sizin bana verdiğiniz uçak sayısı bunlardan az. Ben bunlarla mı Almanlarla savaşacağım?’’
Sayfa 263Kitabı okudu
Üçüncü bir nokta: Mustafa Kemal Paşa'nın işi siyasete dökmesi ve orduyu tamamiyle ihmal etmesi, batı isyanlarının yayılmasını ve Yunan ordusunun istilasını kolaylaştırmasıdır. (Bu hakikati nutuk, Sahife 316 sonlarından okuyalım) (Efendiler 8 Kasım 1920 de... Garp cephesi kumandanını bu kıyafete rağbet ettiren fikir ve zihniyet ceryanınını bütün Garp cephesi üzerinde ne derece ileri bir tesir yapmış olduğunu anlamak için, artık tereddüde mahal kalmamıştır. Kat'i direktif, sur'atla, muntazam ordu büyük süvari kitlesi vücuda getirmekten ibaretti...) Demek ki. Askeri planın imzası tarihi olan 9 Ocak'tan beri geçen on ay zarfında, Garp cephesiyle temas edilmemiş demektir. Hiç değilse 16 Mart da Başkumandanlık ve Garp cephesi Kumandanlığını fiilen ele alsalardı, yüksek enerjilerinden Garp Cephesi sekiz ay kadar bir müddet mahrum kalmamış ve bu hale girmemiş olacaktı. Fakat bunu gördükleri halde dahi, bu defa da ordunun başına geçmeyerek, işi İsmet Beyle Rafet Paşa'ya bırakmışlar ve bu suretle Sakarya Muharebe'sine kadar dokuz aylık bir zaman daha kayıp etmişlerdir.
Reklam
Bir gün sonra Gençlik ve Spor Bayramı'dır. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, bayram konuşmasının bir bölümünü ırkçılık-Turancılık konusuna ayırır: "Turancılar, Türk Milletini bütün komşularıyla onulmaz bir surette derhal düşman yapmak için birebir tılsımı bulmuşlardır. Bu kadar şuursuz ve vicdansız fesatçıların tezvirlerine Türk Milletinin
Biz burada ömrümüzün sonuna kadar pazarlık etmek için bulunmuyoruz. Bir şeye karar verip bitirmek için bulunuyoruz. Bir şark çarşısında halı alıp satmıyoruz. Milletlerin yazgısı, insanların hayatı ile meşgul oluyoruz. Eğer İsmet Paşa düşünceleri tamam olduğu zaman tekrar buraya gelmek ve bu antlaşmayı imzalamak isterse, arzusunu memnuniyetle kabul edeceğim. Arkadaşlarımın da ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar, geleceklerine eminim. (Lord Curzon)
Sayfa 228 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İsmet Paşa, otomobilinde küçük Türk bayrağıyla Lozan caddelerinde dolaşıyordu. Lozan Polis müdürü, bir tedbir olarak bu bayrağı kaldırmasını rica etmişti. Paşa, bunu şiddetle reddetmiş, "Bir İsmet Paşa ölür, yerine başka biri gelir, göreve devam eder ve bu bayrak hiç inmez" demiştir.
Sayfa 21 - Bilgi Yayınevi - 4. BaskıKitabı okuyor
Çoğu yerde ağalık vardır. Onlar hiç göz açtırmaz. Ağalar da, hocalar da, medreselerden yetişenlerin çoğu, Mustafa Kemal'e de, onun kurduğu Cumhuriyet'e de alttan alttan düşman idiler. Ama bunu belli edemiyorlardı. Onun arkadaşı İsmet Paşa, Cumhuriyet'i biraz korumaya çalıştı. Ama sonraki yöneticiler Kemal Paşa'nın getirdiklerini birer ikişer yok etmeye başladı.
Reklam
Çankaya Yolunda Hatıralar
Kadın hareketi büyük bir hızla gelişti. Mustafa Kemal ve İsmet Paşa davetlerin kadınlı olmasına bilhassa dikkat ederlerdi.
MİT Raporlarından... (1974)
Davamız sizlerin daha fazla ezilmemesi içindir. Tarih yalan söylüyor. Biz Kürtler Orta Asya'dan gelmedik. Eskiden beri buradayız. Bizi (Hz.) Muhammet bile yenemedi. Ancak Atatürk'le İsmet Paşa yendi. Bunlar da dolaylı yollarla yendiler. Tüm Leninist- Maoist ve marksistler benim gibi düşünüyorlar. Terörist başı Abdullah Öcalan
Sayfa 276 - Kronik YayınlarıKitabı okuyor
26 Ağustos 1071’den 26 Ağustos 1922’ye...
Savaş günü Ankara'daki diplomatik çevrelerden ve gazetecilerden gizlendi: Başkumandan gizlice Akşehir'e intikal etti ve o akşam sözde bir çay ziyafeti düzenlemişti. Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, (Çakmak) Garp Cephesi Kumandanı İsmet, (İnönü) 1. Ordu Kumandanı Nureddin Paşa ve 2. Ordu Kumandanı Yakup Şevki Paşa'ydı. Dış dünyada Türklerin müstahkem mevkileri bertaraf edeceğine inanılmıyordu fakat beklemedikleri oldu. 26 Ağustos günü erken saatte başlayan top atışını arkadan bir hücum ve ilk aşamada güneyde, Çal köyünde Yunan tümenlerinin önemli kısmının çembere alınması ve kuzeyde Eskişehir mıntıkasındaki Yunan işgal kuvvetlerine hücum izledi. Savaş ani saldırıyla başlamıştı ve öyle de devam etti. Aslında başarılı bir asker olarak tanınan Başkumandan General Trikopis ve karargâhı 2 Eylül'de Uşak'ta esi alındı ve öncü kıt'alar İzmir'e girdiler. Birinci Ordu Kumandanı Nureddin Paşa'ydı. 9 Eylül'de ise Gazi Mustafa Kemal Paşa ve kıt'alar İzmir'e törenle girdi.
Sayfa 223Kitabı okudu
İsmet Paşa, Mustafa Kemal Paşa'ya telgraf çekmiş. Demiş ki: "Düşman, binlerce ölüsüyle doldurduğu savaş meydanını silahlarımıza bırakmıştır." Mustafa Kemal Paşa da "Siz orada yalnız düşmanı değil,milletin makus talihini de yendiniz. İstila altındaki topraklarımızla beraber bütün vatan, bugün en ücra köşelerine kadar zaferinizi kutluyor," diye yazmış. "Ohhh," dedim, "kutlarız tabii!"
Sayfa 61 - Kronik YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Sonra Mustafa Kemal, "Yunanlıları burada durdurduk, yarın taarruza kalkacağız" der. İsmet Paşa ise oturduğu yerden hiddetle kalkarak " Sen delirdin" diye bağırır, " Ne ile taarruz edeceğiz. Subayların üçte ikisi şehit, ordunun yüzde kırk altısı firar etmiş, ne ile taarruz edeceğiz?"
.... Atatürk'ün Din Hakkında Sansürlenen Görüşleri Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor. Biri Batılılaşma konusunda... Diğeri din konusunda... İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor. İkincisi, -dinci kesimin ve medyanın sürekli yaptığı gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken,
Artık Lozan'a gidecek "Türk Murahhas Heyeti" hazırdı. Bu heyetin içinde biri var ki, çok ilginç bir kişiliktir: Yahudi Hahambaşısı Hayım Naum Efendi... Alliance Israelite Universelle isimli bir Yahudi kuruluşunun bursuyla Paris'te Ruhani Okulu'nda öğrenim görmüştü, mezun olduktan sonra da bir süre Paris'teki Yahudi okullarında ders vermişti. Nihayet İstanbul'a döndü ve II. Meşrutiyet'in (1908) ila- nıyla görevinden istifa eden Moşe Levi'nin yerine haham- başı seçildi. Bu görevini 1919'a kadar sürdürdü. Bu görevi sıra- sında, Filistin'de bir Yahudi devleti kurma fikrini savunan Siyonist Yahudi liderlerle içli-dışlı oldu. 1923'te Türk heyetinde yer alarak Lozan Barış Konferansına katıldı. İsmet Paşa'nın özel tercümanı ve danışmanıydı. Görüşmeler sekteye uğrar gibi olduğunda İngiliz heyetiyle (özellikle heyet başkanıyla) İsmet Paşa arasında arabuluculuk yapıyordu... Bu "hizmetlerinden dolayı Ankara hükümeti tarafın- dan "Efendi" unvanı verilerek ödüllendirildi (ama bir süre sonra hacı, hoca, bey, efendi, paşa unvanlarıyla birlikte bu unvan da yasaklandı). Derler ki, Hayım Naum Efendi İsmet Paşa'ya akıl hocalığı yaptı, hilafet pazarlığının en hararetli ve hareketli ismi oldu...
Yani Türkiye son derece deneyimli diplomatlara sahipti Ama onların çoğu İstanbul hükümetine bağlıydı. Bu durumda Ankara kimleri gönderecekti? Mevcut Hariciye Vekili (Dışişleri Bakanı) Yusuf Kemal (Tengirşek) bu görüşmelere başkanlık edecek vasıfta bir diplomat olarak görülmüyordu. TBMM Başkanı Mustafa Kemal, arkadaşı İsmet Paşa'yı önerdi... Fakat İsmet Paşa bakan değildi. Mustafa Kemal bu işin de kolayını buldu. Yusuf Kemal'i istifa ettirip yerine İsmet Paşa'yı getirdi. Böylece asker İsmet Paşa önce "bakan", ardından da "diplomat" oluverdi (Bu formül 12 Mart 1971 darbesinden sonra Orgeneral Faruk Gürler'i cumhurbaşkanı yapmak isteyen darbeciler tarafından da aynen uygulanacak ama bu kez siyasi partilerin dik durmaları sebebiyle yürümeyecekti). İsmet Paşa böylece 26 Ekim 1922'de de Dışişleri Bakanı olarak Bakanlar Kurulu'na girdi. Trabzon Milletvekili Hasan Bey (Saka) ve Sinop Milletvekili Dr. Rıza Nur başta olmak üzere, kendisine yardımcı olmak üzere 25 kişilik bir heyet oluşturuldu (Temsilciler Kurulu). Artık Lozan'a gidecek "Türk Murahhas Heyeti" hazırdı.
Genelkurmay Başkanı: İsmet Beyefendiye. ZATA MAHSUSTUR Karargahların saygın olmasının, halk ve asker üzerindeki etkilerini biliyorsunuz. İnkılâba karşı olanlar zayıf noktalardan yararlanırlar. Bana kadar gelen dedikodular, Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin çevresindeki küçük rütbeli zabitlerin, sabahlara kadar poker oynadıkları, karargahlarda her ne kadar olursa olsun, iskambilin varlığına bile halkımızın hoşgörüsü yoktur. Bütün hayatımızla başladığımız kutsal davamızın sonuna kadar dürüstlüğe ve iyi görüşe sahip olmayanların uzaklaştırılması ve halkın nefret ettiği olaylardan kaçınılması, hepimizin selameti içindir. Paşa Hazretlerinin bilgileri olmadığı inancında olduğum bu kötülüklerin uygun biçimde ortadan kaldırılması yardımlarınıza muhtaçtır. Şuna itimat buyurulsun ki, bölgemin her yanında Ankara ve içindekiler, mukaddesatımız olarak tanıtılmıştır. Hakkında söylenmiş en küçük kötü bir söz bile iyi karşılanmaz. Gözlerinden öperim kardeşim. Kâzım Karabekir
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.