"Bir çocuğun ilk kez gördüğünde gözünün önüne cehennemi getiren o sıktığın dişlerin ve cağıldayan gülüşünle sert sert (daha geçenlerde İstanbul'dan gelen mektup yüzünden yaptığın gibi), “Bunlar nasıl bir insanlar!" deme alışkanlığınla kendi açından bütünüyle haklıydın."