Bidünyakitapgrubu / Ankara buluşması!
Bi Dünya Kitap Grubu olarak onlarca şehirden yüzlerce okurla yaptığımız çevrim içi kitap buluşmalarının yanı sıra tanışmak ve aramızdaki bağları güçlendirmek için yüz yüze buluşmalar da gerçekleştiriyoruz.
Mayıs ayında Antalya'yla başlayan buluşmalarımız Rize, Bursa, Kayseri, İzmir, Adana ve İstanbul'da devam ederken bugün
Dünyadaki bütün büyük şehirlerin bir semti tanınırsa, şehrin tamamı hakkında fikir sahibi olunabilirmiş. Ama İstanbul'da her köşe başı dönülünce, ayrı bir karakterle karşı karşıya gelinirmiş. İnsanın canının sıkılmayacağı tek şehir orasıymış...
Kuva-yı Milliyecilerin, kurtuluşu sağlamak amacıyla, türlü sıkıntılara katlandıkları ve çeşitli çarelere başvurdukları bu sıralarda İstanbul Hükümeti de boş durmadı. 1 Mayıs 1920'de, Nemrut Mustafa Paşa'nın başkanı olduğu "Birinci İdare-i Örfiye Divan-ı Harbi" (Birinci Sıkıyönetim Mahkemesi), Mustafa Kemal Paşa ve bazı arkadaşlarını gıyaben ölüme mahkûm etti. Çünkü onlara göre Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, "Kuva-yı Milliye unvanı altında" fitne ve fesat çıkaran, anayasaya aykırı olarak halktan para ve asker toplayan, kendilerine uymayanları cezalandıran, iç güveni bozanları kışkırtan ve harekete geçiren kişilerdi. Bunlar, 3. Ordu Müfettişliğinden azledilmiş olan "Selânikli Mustafa Kemal Efendi" ve 27. Tümen eski komutanı albaylıktan emekli Kara Vâsıf Bey ve eski 20. Kolordu Komutanı Tuğgeneral Salacaklı Ali Fuat Paşa ve eski Ankara Milletvekili Washington Sefiri Midillili Alfred Rüstem Bey ve eski Sağlık Müdürü İstanbullu Doktor Adnan Bey ve Darülfünun-ı Osmanî (Osmanlı Üniversitesi) Batı Edebiyatı eski öğretmeni İstanbullu Halide Edip Hanım'dı". Bunlar hakkında gıyaben verilmiş olası idam kararını padişah, 24 Mayıs 1920'de "Ele geçtiklerinde tekrar muhakeme edilmek üzere" tasdik etmişti.
Sayfa 96Kitabı okudu
Hükümet, Cafer Tayyar Bey'i İstanbul'a çağırdı. Gerçi Cafer Tayyar Bey, İstanbul'a gitmek için pek hevesli görünmüyordu. Fakat işe Fransızların da karışması onu, kararından ayırmıştı. Çünkü Fransızların Doğu Orduları Komutanı General de Bourgogne, Karaağaç'taki Fransız komutanına gönderdiği bir mektupta, "Osmanlı Hükümeti, görüşmek üzere, Cafer Tayyar Bey'i İstanbul'a çağırtmaktadır. Cafer Tayyar Bey'in bu seyahati İtilaf Devletlerinin teminatı altında yapılacaktır. Cafer Tayyar Bey'e bu seyahatinde bir Fransız subayı eşlik edecektir" diyordu. İşte, Fransa Hükümeti adına verilen garantiye güvenen Cafer Tayyar Bey, Trakya hakkında görüşmelerde bulunmak üzere, 20 Nisan 1920'de İstanbul'a gitti, fakat bir daha görevine dönemedi. Çünkü onun yerine, 21 Nisan 1920 tarihli irade-i seniyye ile 60. Tümen Komutanı Muhiddin Bey tayin edilmiş, 55. Tümen Komutanı Alâeddin Bey ile Tekirdağ Mutasarrıfı Fürûzan Bey de görevlerine dönmüşlerdi. Sözün kısası, Trakya'yı savunmak isteyenler iş başından uzaklaştırılmış ve 1. Kolordu, Trakya'da bir Yunan saldırısını karşılayacak duruma getirilmemişti.
Sayfa 72Kitabı okudu
O gün Mustafa Kemal Paşa, Türk milletine de çok dikkate değer bir beyanname yayımladı. Bu beyannamede, İtilaf Devletlerinin Türkiye'yi taksim etmek üzere giriştikleri teşebbüsler aşağıdaki şekilde sıralanıyordu: 1) İtilaf Devletleri, Damat Ferit Paşa ile uzla şarak Türk milletini, "Müdafaasız bir hålde ecnebi idaresine esir etmeyi ve
Sayfa 48Kitabı okudu