Vefatının Ardından Türk Basınında Papa Eftim
Papa Eftim'in vefatı Türk basınında geniş çapta yer bulur. 19 Mart 1968 tarihli Milliyet gazetesi Papa Eftim'in ölümü ile ilgili bir yazısında bu büyük dava adamından şöyle bahseder: "Yanık yüzlü, temiz yürekli, kadife bakışlı bu Orta Anadolu çocuğu Ortodoks olarak doğmuştu. Büyük din cereyanlarının çatıştığı Küçük Asya'da
Sayfa 231Kitabı okudu
Londra Konferansı(1921)
İngilizler Türk delegasyon için ikisi İstanbul, biri Ankara hükümetleri için toplam üç sandalye koymuşlardır ve oturum Ankara delegesini de İstanbul'a dahilmiş gibi gösterecek şekilde yapılmıştır.
Sayfa 138 - Yetki tartışması
Reklam
Uzun bir süre boyunca İstanbul'a uğramadı. Hatta yurt gezisi yaparken Boğaz'dan gece vaktinde geçti. Tabiri caizse biraz kırgındı. Evet, İstanbul'u çok seviyordu ancak yine de kırgındı. Mesela Terakkiperver Fırka burada çok çabuk taraftar toplamıştı. İstanbul Hükümetleri ve İstanbul basının bir kısmı da Milli Mücadele döneminde iyi sınav vermiş denemezdi. Lakin 1927'de İstanbul'a geldi ve Dolmabahçe Sarayı'na yerleşti. Nihayetinde burada vefat etti.
Sayfa 336 - Kronik KitapKitabı okudu
6 Mayıs 1919'da Sait Molla, İngiliz askeri ataşesine, "İngiltere Osmanlı Devletinin yönetimine el koyarsa, saltanat ve hilafetin İngilizler elinde bulunduğunu gören Mısır ve Hindistan Müslümanlarının da İngiltere'ye dost olmanın gereğine inanacaklarını" söyler. (S.Akşin, İstanbul Hükümetleri, s.238)
Sayfa 391 - Bilgi Yayınevi, 12.Basım, Ekim 2020Kitabı okudu
Damat Ferit, 9 Mart 1919'da da Amiral Webb'i ziyaret eder. Amiral aynı günlü raporunda bu görüşme hakkında şunları bildiriyor: "...Kendisinin ve Padişah efendisinin ümitlerinin Allah'tan sonra İngiltere Krallık Hükümetinde toplandığını beyan etti ve bunun Londra'ya bildirilmesini istedi." (Jeschke, İng. belgeleri, s.9; S.Akşin, İstanbul Hükümetleri, s.229)
Sayfa 389 - Bilgi Yayınevi, 12.Basım, Ekim 2020Kitabı okudu
• Vahidettin, Erzurum'a Vali atanan Reşit Paşaya şöyle der: "Birtakım celali eşkiyası türedi ise de bunlar imha edilecektir." (1919 Temmuz sonu, K.Karabekir, İstiklal Harbimiz, s.145) • Vahidettin, 20 Eylül 1919'da yayımladığı beyanname ile hükümetin bu uygulamalarını savunur, milli mücadeleyi hazırlayan ve devamını sağlayan bütün etkinlikleri kınar, iyi bir barış andlaşması yapılacağını vaad eder (!) ve D.Ferit hükümetine güvenilmesini ister (S.Akşin, İstanbul Hükümetleri, s.581; K.Özalp, Milli Mücadele, 1.C., s.58) • Hepsi sonuçsuz kalan bu kösteklemeleri, Damat Ferit hükümetleri, Hürriyet ve İtilaf Partisi ve İngilizlerin desteklediği yerel ayaklanmalar ve olaylar izleyecektir: Adapazarı olayları (Ekim 1919), Şeyh Recep olayı (18 Ekim 1919), Birinci Anzavur Ahmet Ayaklanması (25 Ekim-30 Kasım 1919), Birinci Bozkır Ayaklanması (27 Eylül-4 Ekim 1919), İkinci Bozkır Ayaklanması (20 Ekim-4 Kasım 1919). İstanbul yönetiminin, sonuna kadar Milli Mücadele'ye karşı, bu tutumu sürdürdüğünü ilerde göreceğiz. Sormak hakkımızdır: Bu Hükümdar, bu hükümet mi halktan ve Milli Mücadeleden yanaydı?
Sayfa 222 - Bilgi Yayınevi, 12.Basım, Ekim 2020Kitabı okudu
Reklam
Özal (I)
MGK, anayasa ve siyasi mevzuatta, vesayetçi bir değişim yaptıktan sonra demokrasiye dönüş sürecini 24 Nisan 1983 tarihinde, siyasi partilerin kurulmasına izin vererek başlattı. Demokrasiye dönüş sürecinde eski partileri kapatıp, eski siyasetçilere siyaset yasağı getiren MGK, katı yasaklarla kayıt altına alınmış güdümlü bir demokrasiyi güvenceye
Sayfa 184Kitabı okudu
Demirel, parti içi muhalefeti yönetmekte ve parti içinde tutmakta açık bir başarısızlık içine düşmüştür. Muhalifleri ikna etmek ve yönetmek yerine, onları tasfiye etmeyi, partiden atmayı tercih etmiştir. Demirel, parti içi muhaliflerden Osman Turan ve Saadettin Bilgiç gibi isimlerden sonra, geriye kalan son muhalif olan Aydın Yalçın'ı da, 12
Sayfa 134Kitabı okudu
Vahdettin
İttihat ve Terakki’ye muhalif olmasının nedeni de, kendisinin mutlakıyetçi saltanata inanmasından, İttihat ve Terakki’nin ise meşrutiyeti sürdürebilecek tek gerçek güç olmasından ileri geliyordu.
Vahdettin daha şehzadeliği zamanında İttihat ve Terakki’ye muhalifti. 31 Mart Olayı’ndan önce kendisinin Derviş Vahdeti’nin kurduğu İttihat-ı Muhammedi Cemiyeti’ne üye olduğuna dair elimizde bir bilgi var.
Reklam
İttihatçılar için, “Yine Gelir ve Geleceklerdir de!”
Türklük bugün perişan olsa da yine belli başlı bir unsurdu, alttan alta hükmünü yürütür, Asya’daki ırkdaşlarıyla birlik olabilirdi.
9 Kasım günü kurulan Teceddüt Fırkası’nda ilk önce dikkati çeken husus 21 kişilik Meclis-i İdare’de eski Ziraat Müsteşarı Sason Efendi (Yahudi) yanında, Âyan’dan Mavrokordato Efendi, İstanbul Mebusu Orfanidis gibi Rumlara ve Mebus Barsamyan Efendi gibi bir Ermeni’ye yer verilmesiydi
ve yeni fırkanın programı kong-re tarafından hazırlanmıştır. Bunu İsmail Canbulat’ın başkanlığında bir encümenler grubu hazırlamış ve yeni fırkanın İttihat ve Terakki’nin inkılapçı rolünü terk ederek liberal bir kimliğe sahip olması kararlaştırılmıştır.
Daha İttihat ve Terakki’nin son kongresi toplanmadan, yani ekim ayı içinde İttihat ve Terakki’den bir kopma hareketi meydana gelmiş, Sofya elçiliği yapmış olan, Mustafa Kemal’in arkadaşı, İttihat ve Terakki mebusu ve Dahiliye Nazırı Ali Fethi Bey, Karesi Mebusu Hüseyin Kadri ile birlikte Osmanlı Hürriyetperver Avam Fırkası’nı kurdu.
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.